Saçımız ve tırnaklarımız, yaz aylarında gerçekten daha mı hızlı uzuyor?
Halk arasındaki genel inanış, saçımızın ve tırnaklarımızın yaz aylarında daha hızlı uzadığı yönünde. Peki ama bunun gerçeklik payı var mı?
Saçlarımız ve tırnaklarımız sürekli uzar, ama bu uzama her zaman aynı hızda gerçekleşmez. Hormonlarımız, yaşımız, genetik özelliklerimiz ve hatta mevsimler bu süreci etkileyebilir. Özellikle yaz aylarında saçların ve tırnakların daha hızlı uzadığına dair sıkça dile getirilen bir iddia var. İlk bakışta kulaktan dolma bir bilgi gibi görünse de, bu iddiayı destekleyen bazı bulgular mevcut.
Sıcak havalarda saçların biraz daha hızlı uzadığına işaret eden küçük çaplı araştırmalar yapılmış durumda. Örneğin bazı veriler, yaz sonunda, saç köklerinin “dinlenme” evresindeki oranının en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor. Aynı şekilde, sakal uzamasının da yaz aylarında bir miktar hızlandığı gözlemlenmiş. Ancak bu çalışmalar, sonucu net biçimde kanıtlayacak güçte değil.
Yine de bu mevsimsel değişimin arkasında bazı mantıklı açıklamalar bulunuyor. Öne çıkan düşünce, sıcak havanın vücuttaki kan dolaşımını artırdığı yönünde. Dolaşım hızlandığında, saç köklerine ulaşan oksijen ve besin miktarı da artıyor. Bu da saçın uzama sürecine bir miktar katkı sağlayabiliyor. Hatta bazı veriler, bu farkın normalden %60’a kadar daha hızlı olabileceğini gösteriyor. Ancak bu oran, kulağa büyük gelse de, saçlarımızın günde ortalama 0,3 ila 0,5 milimetre arasında uzadığı düşünüldüğünde gözle fark edilmesi zor bir değişiklik anlamına geliyor.
Bu küçük farklara karşı artan farkındalığın bir nedeni de yaz mevsiminin doğası. Daha açık kıyafetlerin giyildiği, daha sık tıraş olunduğu bu dönemde, insanlar vücutlarındaki küçük değişikliklere daha çok dikkat ediyor. Bu yüzden yazın saç ya da tırnakların daha hızlı uzadığı düşüncesi, biraz da algısal bir durum olabilir.
Peki ya tırnaklar?
Tırnaklar söz konusu olduğunda ise tablo daha net. Yaz aylarında tırnakların daha hızlı uzadığı uzun süredir bilinen bir durum. Burada da temel etken artan kan dolaşımı. Ancak tırnak uzamasında rol oynayan başka detaylar da var. Örneğin, baskın elin tırnakları (sağlaksanız sağ elinizdeki tırnaklar gibi) genellikle diğer ele göre daha hızlı uzar. Ayrıca orta ve dördüncü parmakların tırnakları, başparmak veya serçe parmak gibi uçtaki parmaklara göre daha hızlı büyüyebilir. Parmaklardaki yaralanmalar, hastalıklar ya da enfeksiyonlar da büyümeyi yavaşlatan etkenler arasında.
Tırnak uzamasıyla ilgili en ilginç çalışmalardan biri, 1941 yılında Dr. William Bean tarafından başlatıldı. Kırk yılı aşkın süre boyunca kendi tırnaklarını gözlemleyen Dr. Bean, her ay tırnağına bir işaret koyarak bu işaretin ne kadar hareket ettiğini ölçtü. Bu sabırlı ve kişisel çalışma sayesinde, tırnak büyümesiyle ilgili birçok detay ortaya çıktı. Örneğin, grip gibi bazı hastalıkların büyümeyi hafifçe yavaşlattığını, ancak kabakulağın bu süreci neredeyse tamamen durdurduğunu fark etti. Ayrıca, 40 yaşından sonra tırnak büyümesinin belirgin şekilde yavaşladığını, üstelik bu düşüşün kademeli değil, ani bir şekilde gerçekleştiğini de gözlemledi.
Ancak Dr. Bean’in dikkat çekici bir bulgusu daha vardı: Onca yıllık gözlemine rağmen mevsimsel bir değişiklik fark etmedi. Ne sıcaklık, ne yaşadığı coğrafi bölge ne de fiziksel aktivite bu anlamda belirgin bir etki yaratmamıştı. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyordu: “Modern yaşam koşulları bizi yıl boyunca neredeyse sabit sıcaklıkta yaşamaya alıştırdı. Kaloriferler, klimalar ve kapalı mekanlarda geçirilen uzun saatler, vücudumuzun doğayla olan bağını ve mevsimsel etkileri hissetmesini azaltmış olabilir.“
Dr. Bean bu düşüncesini 1963 tarihli makalesinde şöyle özetlemişti: “Mevsimsel bir değişim gözlemlemedim; çünkü yöntemim böyle bir farkı tespit edecek kadar hassastı. Ancak yıl boyunca merkezi ısıtma ve iklimlendirme altında yaşamak, bu doğal döngüyü algılamamı engellemiş olabilir.”
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder