Elon Musk’ın bir ya da iki uydusu, her gün tepemizde yanıyor!
Alçak Dünya yörüngesi hızla dolarken, ömrünü tamamlayan uydular birer birer atmosfere giriyor. Uzmanlar, bu durumun hem çevre hem de güvenlik açısından yaratabileceği sonuçlara dikkat çekiyor.
Elon Musk’ın başını çektiği uydu internet yarışında, gökyüzü giderek daha kalabalık hale geliyor. Ancak bu yarış sadece hızlı bağlantı sağlamıyor; beraberinde yörüngeyi saran büyük bir uzay enkazı sorununu da büyütüyor. Alçak Dünya yörüngesinde her geçen gün daha fazla uydu yer alırken, bazıları görev süresini tamamladıktan sonra kontrollü bir şekilde atmosfere dönüyor. Ya da dönmesi bekleniyor…
Astrofizikçi Jonathan McDowell’ın aktardığına göre, yalnızca Starlink ağına ait her gün bir ya da iki uydu atmosfere girerek yanıyor. Ve bu sayının önümüzdeki yıllarda artması bekleniyor. Bunun başlıca nedeni, bu uyduların ortalama beş yıl gibi kısa bir kullanım ömrüne sahip olması. Görevleri sona erdiğinde, rotaları Dünya’ya doğru çevriliyor ve atmosfere girerek yok olmaları sağlanıyor.
Ancak sorun burada bitmiyor. Bu süreçte stratosfere yayılan metallerin, atmosferde nasıl bir etki yarattığı halen tam olarak bilinmiyor. Bazı araştırmalar, bu metal parçacıklarının ozon tabakası üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini ve zamanla zincirleme bir çevresel sorun başlatabileceğini öne sürüyor. McDowell’a göre bu etkiler halen tartışmalı olsa da, olası riskleri görmezden gelmek artık mümkün değil.
Sadece SpaceX değil…
Amazon da benzer bir uydu projesi olan “Project Kuiper” kapsamında binlerce uyduyu yörüngeye yerleştirmeyi planlıyor. Hedef internet altyapısını küresel hale getirmek olsa da, bu çabanın uzayda ciddi bir kalabalıklaşmaya yol açtığı açık. Tahminlere göre önümüzdeki yıllarda alçak yörüngede toplamda 30.000’in üzerinde aktif uydu olabilir. Çin’in yürüttüğü benzer projeler de bu sayıyı daha da yukarı taşıyabilir.
Uzayda bu kadar çok cihazın bulunması, çarpışma riskini de artırıyor. Teorik olarak, uyduların birbiriyle çarpışarak zincirleme bir felakete yol açabileceği “Kessler Sendromu” adı verilen senaryo, artık yalnızca bilim kurgu konusu değil. Böyle bir durumda oluşacak uzay enkazı, gelecekte yörüngeye çıkmayı imkansız hale getirebilir.
Gelecekte yaşanabilecek bir başka risk de güneş aktivitesiyle ilgili. Güneşin maksimum aktiviteye ulaştığı dönemlerde, uzaydaki parçacıklar uyduların yörüngesini etkileyebiliyor. Bu da bazı uyduların kontrolden çıkarak beklenenden daha erken atmosfere girmesine neden olabiliyor. Kısacası, bu uydular bir anda gökyüzünden düşmeye başlayabilir.
Amerikan Federal Havacılık İdaresi’nin 2023 tarihli raporunda yer alan çarpıcı bir uyarı ise, uzay çöplerinin yerdeki yaşam için risk oluşturabileceğini gösteriyor. Rapora göre, yalnızca Starlink ağına ait uydulardan her yıl 28.000 parçanın atmosfere girişte tamamen yok olmadan geçebileceği öngörülüyor. Bu da, bir parçanın birine çarpma ihtimalini istatistiksel olarak yüzde 61’e kadar çıkarabilir.
McDowell’ın en karamsar senaryolarından biri, yakın gelecekte her gün beş uydunun atmosfere girmesiyle bu sürecin olağan hale gelmesi. Bu durum, hem teknik sistemlerin güvenliği hem de çevresel etkiler açısından ciddi soru işaretleri doğuruyor.
 
			


Yorum gönder