EA Sports FC 26, serinin kaderini belirleyecek bir oyun olarak karşımızda. Uzun yıllardır FIFA çatısı altında çıkan bu serinin yeni ismiyle piyasada üçüncü yılı ve nihayet, EA bize istediğimiz futbol dinamiklerini sunuyor. Ama oyunun önemli bir de kusuru var. İsterseniz, başlayalım…

FC 26, saha içinde bu konsol neslinin gördüğü en akıcı, en keyifli futbol deneyimini sunuyor. Ancak hikayenin burada bitmediğini biliyorsunuz. Çünkü bu oyun, ne kadar iyi olursa olsun, oyun içi satın alımlar nedeniyle potansiyelini tam olarak ortaya koyamıyor. İşte bu, harika futbol deneyiminin gölgesi…

Oynanış devrimi: Artık iki farklı oyun var

EA, yıllardır süregelen “hem simülasyon hem de arcade seveni aynı anda memnun etme” ikilemine bu yıl çok radikal bir çözüm bulmuş: Oyunu ikiye bölmek. “Rekabetçi” (Competitive) ve “Özgün” (Authentic) adlı bu iki yeni oynanış stili, FC 26’nın en büyük kozu.

Bu yılki oynanış, iki ayrı evrende geçiyor. İlki olan Özgün Mod, Kariyer Modu’nu ya da basitçe arkadaşlarla oynamayı sevenler için tasarlanmış tam bir simülasyon cenneti. Temposu bir anda yavaşlıyor, paslar düşünülerek atılıyor, orta saha savaşları önem kazanıyor. Gerçek hayatta olduğu gibi, rüzgar topun süzülüşünü değiştiriyor, ıslak çim topun hızını kesiyor. Yapay zeka, savunmada daha zeki hareket ediyor ve taktiksel şeklini koruyor.

Bu mod, eski Pro Evolution Soccer (PES) serisinin taktiksel ağırlığını özleyenler için bulunmaz bir nimet. Oynanışın bu kadar yavaşlaması ve taktiksel derinliğe ulaşması gerçekten devrim niteliğinde. Peki sorun ne? Bu mod sadece çevrimdışı (offline) oynanabiliyor. Ne Ultimate Team’in tek kişilik (Squad Battles) maçlarında ne de Kulüpler (Clubs) modunda bu taktiksel keyfi yaşamanıza izin verilmiyor. EA, en iyi oyununu adeta bir cam kafese kilitlemiş.

İkinci evren olan Rekabetçi Mod ise Ultimate Team ve çevrimiçi karşılaşmaların ana akım modu. Burası daha çok basketbol – futbol karışımı bir arena. Orta saha diye bir şey yok. Top, iki üç pasla hemen rakip ceza sahasında bitiyor ve maçlar 6-3, 7-5 gibi skorlarla sonuçlanıyor.

Ancak itiraf etmeliyiz ki, buradaki bazı ince ayarlar oyunu çok iyileştirmiş. Öncelikle sol analog çubukla yapılan top sürme (dribbling) artık inanılmaz hassas. Top adeta oyuncunun ayağına yapışıyor, bu da mikro ayarlamalarla savunmacıları ekarte etmeyi her zamankinden daha keyifli hale getiriyor. Ayrıca kaleciler sonunda “aptal” olmaktan çıkmış; artık pozisyonlarını çok daha iyi ayarlıyorlar ve topu tehlikeli bölgelerden uzaklaştırmayı başarıyorlar. Son olarak, savunmada yapılan başarılı bir müdahale nihayet topu kazanmanız anlamına geliyor, önceki oyunlarda olduğu gibi topu tekrar forvetin ayağına bırakmıyor.

Oynanıştaki ikilik, modlara da yansımış durumda. Bazıları parlıyor, bazıları ise can sıkıcı derecede hantal.

Kariyer modu: Kişilik kazanmış, ama…

Sıklıkla eleştirilen Kariyer Modu bu sene ciddi adımlar atmış. Örneğin, Menajer Canlı Merkezi ile oyuna adeta bir Football Manager tadı katan bu yenilikle, tarihi başarıları yakalamak veya kulübü batmaktan kurtarmak gibi benzersiz senaryolarla karşılaşıyorsunuz. Bu, moda taze bir meydan okuma getiriyor. Ayrıca sezon boyunca rastgele gelişen Beklenmedik Olaylar da cabası. Antrenmanda kavga edip sakatlanan oyuncular, aniden değişen kulüp sahipleri… Bu olaylar, sadece maç simülasyonundan ibaret olan moda biraz kişilik ve “gerçek futbol” kaosu katıyor.

Ancak Kariyer Modu’nun menüleri ve kullanıcı arayüzü halen felaket. Özellikle konsol odaklı tasarlanmış bir arayüzde e-posta okumak veya transfer pazarlığı yapmak bir işkence. Bir oyuncu almak istediğinizde ne kadarlık bir teklifin kabul edileceğini rastgele tahmin etmeniz gerekiyor. Bu, zaman zaman sinir bozucu bir tahmine dayalı oyuna dönüşüyor.

Ultimate Team: İlerlemeyi satın almaya devam

Ne yazık ki Ultimate Team, her ne kadar içerik ve etkinlik açısından zenginleşse de, temel sorunu büyüyerek devam ediyor: Para harcatma… Ultimate Team’de Rivals’a küme düşmenin geri gelmesi gibi güzel gelişmeler olsa da, EA’in bu yılki Premium Bilet uygulaması coşkuyu büyük oranda alıp götürüyor. Eskiden Ultimate Team ile sınırlı olan ücretli içerik, bu yıl tüm oyuna yayılmış durumda. En kötüsü de, Kariyer Modu’na ilk kez eklenen popüler İkonlar ve Kahramanlar, bedava değil.

Bu efsanevi oyuncuların çoğu, Kariyer Modu oyuncularını para harcamaya zorlamak adına Premium Bilet’in arkasına saklanmış. Öte yandan, Ultimate Team dengesi de biraz bozulmuş. Ödüllerin azaltılması ve genel “güç eğrisini yavaşlatma” girişimi, kağıt üzerinde iyi niyetli görünse de, sonuçta modu daha da “parayı veren düdüğü çalar” hale getiriyor. Eğer en iyisi olmak istiyorsanız, cebinizi açmanız gerekiyor. Başka bir deyişle, ya çok zaman ya da çok para harcayacaksınız.

Görsellik ve sunum

EA FC 26, görsel ve işitsel sunum açısından beklentiyi karşılıyor. Maç öncesi girişlerden saha içi yerleşimlere kadar her şey, izlediğimiz profesyonel bir futbol yayınını anımsatıyor. Detay seviyesi yüksek, animasyonlar akıcı ve genel atmosfer oldukça başarılı. Ancak bazı oyuncu yüzlerinin dijitalleştirmesi halen tuhaf ve ürkütücü sonuçlar verebiliyor. Yine de, 4K bir monitörde topun fileyle buluşma anını izlemek keyif verici.

Bu arada doğrudan bizi ilgilendiren bir kısım da var: Türkçe spikerler. EA, Özkan Öztürk, Ertem Şener ve Melike Çelik’ten oluşan spiker üçlüsünü ilk kez oyuna dahil etmiş durumda. Her ne kadar anlatım biraz yavan kalsa da (özellikle Ertem Şener açısından), bu ilk denemenin günahı olmaz diyoruz.

Sonuç: Keşke sadece futbol olsa…

EA Sports FC 26, saha içindeki futbol olarak şapka çıkarılacak bir başarıya imza atmış bir oyun.

Oyunun olumlu yönleri saymakla bitmez… Top sürmenin yapışkan ve hassas olması, pasların keskinleşmesi, kalecilerin yapay zekasının önemli ölçüde iyileşmesi ve “Özgün” oynanış stilinin nihayet simülasyon sevenleri düşünmesi, yıllardır beklenen adımlardı. Kariyer Modu’ndaki tarihi görevler ve beklenmeyen olaylar da taze bir soluk getiriyor.

Ancak bu olumlu gelişmelerin tamamı, EA’in sizi daha fazla para harcamaya itmesi ile hiç olmadığı kadar fazla yara alıyor. Oyunun olumsuz yönlerine baktığımızda en başta, ikonları Kariyer Modu oyuncularına bile satmaya çalışan agresif Premium Bilet yapısını görüyoruz. Ardından, çevrimdışı olan “Özgün” modun çevrimiçi tek kişilik maçlara gelmemesi gibi anlaşılmaz bir kısıtlama, oyuncuları sinirlendiriyor. Son olarak da hem Kariyer Modu menülerinin hem de transfer arayüzünün halen hantal ve sinir bozucu olması, genel deneyimi baltalıyor. Ultimate Team’in düşük ödüllerle daha fazla “parayı veren kazanır” yapısına itilmesi de can sıkıcı bir detay.

FC 26, harika bir futbol oyununun, tartışmalı bir iş modeli nedeniyle tüm potansiyelini nasıl sergileyemediğini gösteren yeni bir örnek. Eğer bu mikro ödemeler denizine dayanabilir ve sadece Özgün modda ya da kafa rahatlığıyla kariyer modunda zaman geçirebilirseniz, içeride yıllardır aradığınız o futbol keyfini bulacaksınız. Ama maalesef, bu keyfi yaşamak için ödemeniz gereken bedel, sadece oyunun fiyatı değil.

CHIP Online notu: 76

Artıları:

  • Saha içi oynanış, hassas top sürme ve paslarla harika.
  • Kalecilerin yapay zekası önemli ölçüde iyileşmiş.
  • “Özgün” ve “Rekabetçi” ayrımı, farklı oyuncu kitlelerini hedefliyor.
  • Kariyer Modu’ndaki “Canlı Merkez” ve rastgele olaylar modu canlandırmış.

Eksileri:

  • Agresif Premium Bilet, İkonları Kariyer Modu oyuncularına bile satmaya çalışıyor. (Oyunun en büyük kusuru).
  • Çevrimdışı olan “Özgün” modun çevrimiçi tek kişilik maçlara gelmemesi.
  • Kariyer Modu menüleri ve transfer arayüzü halen hantal ve sinir bozucu.
  • Ultimate Team, düşük ödüllerle daha fazla “parayı veren kazanır” yapısına itilmiş.