Antarktika kıtasının yaklaşık yüzde 98’ini kaplayan buz tabakası, binlerce yıldır anakaranın gerçek topografyasını gözlerden saklıyor. Ancak, görüntüleme teknolojilerindeki devrim niteliğindeki gelişmeler sayesinde bilim insanları artık bu devasa donmuş kabuğun altında nelerin gizlendiğini, kıtanın çıplak toprağının aslında nasıl göründüğünü yüksek çözünürlükle haritalandırabiliyor. Bu çalışmalar, özellikle iklim krizi bağlamında buzulların geleceği ve deniz seviyelerindeki yükselişin hesaplanması açısından hayati önem taşıyor.

NASA ve İngiliz Antarktika Araştırması (BAS) işbirliğiyle 2013 yılında oluşturulan Bedmap2 projesi, bu keşfin temelini oluşturuyor. Proje, uydulardan, uçaklardan ve yüzey tabanlı araştırmalardan toplanan yüzey yüksekliği, buz kalınlığı ve ana kaya topografyası gibi devasa miktarda veriyi bir araya getirdi.

Elde edilen haritalar, buz tabakasının altındaki çıplak toprağın şaşırtıcı derecede karmaşık ve engebeli bir arazi olduğunu gösteriyor. Bu saklı dünyada dağ sıraları, derin vadiler ve engebeli coğrafyalar mevcut. Hatta, Victoria Toprakları’ndaki Byrd Buzulu’nun altında yer alan yatağın bir kısmı, deniz seviyesinin 2.870 metre altına inerek, Dünya’nın kıtasal levhaları arasındaki en alçak nokta unvanını alıyor.

Britanya Antarktika Araştırması’ndan Peter Fretwell, 2013’teki açıklamasında bu keşfin önemini şu sözlerle anlatmıştı: “Daha önce elimizde topografyanın sadece bölgesel ve genel bir görünümü vardı. Ama bu yeni, çok daha yüksek çözünürlüklü harita, bize manzarayı bütün detaylarıyla gösteriyor; vadiler, oluklar ve derin boğazlarla parçalanmış dağlardan oluşan karmaşık bir manzarayı gözler önüne seriyor.

Kilit araç: Buz delici radar teknolojisi

Bu çarpıcı verilerin toplanmasında kullanılan en önemli araçlardan biri, Çok Kanallı Tutarlı Radar Derinlik Ölçeri olarak adlandırılan buz delici bir radar cihazıydı. Bu teknoloji, buzun kalınlığını ve buzul altındaki arazinin topografik yapısını büyük bir doğrulukla tespit etme yeteneğine sahip.

NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden buz tabakası bilimci Sophie Nowicki, bu buzul altı dünyasının şeklinin neden bu kadar önemli olduğunu basit bir örnekle açıklıyor. Nowicki’ye göre, buz tabakaları kar birikimiyle büyüyor ve bir tabağa dökülen bal gibi kendi ağırlıklarıyla dışa doğru yayılıp inceliyor. Buzun nasıl akacağını ve eriyeceğini belirleyen en kritik faktör ise yatağın şekli. Nowicki, “Tabağınızı tutuş şeklinizi değiştirerek balın tabağınızda nasıl yayıldığını etkileyebilirsiniz, işte yatağın şekli de buz için aynı etkiye sahip” ifadelerini kullanıyor.

Korkutan hesaplama: Deniz seviyesi ve iklim projeksiyonları

Bedmap2 verileri, Antarktika’nın toplamda yaklaşık 27 milyon kilometreküp donmuş su barındırdığını ortaya koydu. Bu buz tabakasının tamamının erimesi durumunda, küresel deniz seviyelerinin şaşırtıcı bir şekilde 58 metre yükseleceği hesaplanıyor.

Her ne kadar mevcut iklim projeksiyonları tüm Antarktika buz tabakasının tamamen erimesini öngörmese de, buzulların çözülme hızı endişe verici düzeyde. Son tahminler, Antarktika ve Grönland’daki buz tabakalarının erimesi sonucunda dünya okyanuslarının her yıl yaklaşık 4 milimetre yükseldiğini gösteriyor. Araştırmacılar, bu oranın Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) ortaya koyduğu “en kötü durum senaryosu” ile neredeyse birebir örtüştüğüne inanıyor.

Bilim insanları, buz kalınlığını ve Antarktika’nın altındaki bu kritik yapıyı daha iyi anlayarak daha doğru iklim modelleri geliştirmek amacıyla, bu devasa haritalama projesinin yeni nesli olan Bedmap3 üzerinde çalışmaya devam ediyor.