Örümcekler, sekiz gözleri, güçlü ağları ve kulak görevi gören bacaklarıyla karada zaten hüküm sürerken, bilim insanları onların etkileyici yeteneklerinin arasında uçmanın da bulduğunu hatırlattı. Kara ve sudan sonra havaya da hükmeden örümcekler, “balonlaşma” olarak bilinen ilginç bir davranış sayesinde inanılmaz mesafelere seyahat edebiliyor. Hatta yakın zamanda Yeni Zelanda’nın dağlık bölgelerinde keşfedilen Ourea petroides cinsi zıplayan örümceklerin bu geniş coğrafi alana yayılmasının tek yolunun da uçuş olduğu düşünülüyor.

Zıplayan örümcekler (saltisidler) ve diğer birçok örümcek grubu arasında yaygın olan bu balonlaşma, sadece rüzgarla süzülmekten ibaret değil. Araştırmacılar, örümceklerin ipeği paraşüt gibi kullanmasının ardındaki asıl itici kuvvetin çok daha temel bir fizik kuralında saklı olduğunu keşfetti.

Uzun süre boyunca bilim insanları, balonlaşan örümceklerin rüzgar veya termal akımların yarattığı sürüklenme kuvvetleriyle hareket ettiğini düşündü. Ancak 2018 yılında yapılan bir araştırma, bu düşünceyi değiştirdi.

Çalışma, örümceklerin havalanmak için “parmak ucunda yürüme” olarak adlandırılan bir davranış sergilediğini, yani karınlarını havaya kaldırdığını gösterdi. Bu hareketin ardından, örümcekler rüzgar olmasa bile havalanabiliyordu. Bu duruma neden olan itici kuvvetin ne olduğu sorusunun cevabı ise atmosferin kendisinde yatıyordu: Elektrik alanları.

Araştırmacılar, balonlaşan örümceklerin trikobotria adı verilen küçük tüyler aracılığıyla elektrik alanlarını algıladıklarını ve bu gücü ne zaman havalanacaklarına dair bir gösterge olarak kullandıklarını fark etti. Deneyler sırasında örümceklerin etrafındaki elektrik alanları deneysel olarak kapatıldığında, örümcekler uçamadı. Bu, atmosferdeki güçlü elektrik alanlarının, bir örümceğin havada süzülerek çok uzaklara seyahat etmesi için gereken kaldırma kuvvetini tek başına sağlayabildiği anlamına geliyordu.

Duyusal biyofizik uzmanı Dr. Erica Morley, o dönemde yaptığı açıklamada, “Bu, balonlaşmanın dağılması için gereken kuvvetlerin, sürüklenmenin yanı sıra elektrik alanları tarafından da sağlanabileceği anlamına geliyor” diyerek, bu keşfin doğadaki örümcek hareketliliğine dair anlayışımızı temelden değiştirdiğini belirtti.

Dolayısıyla, bir sonraki sefere doğada gezinirken küçük bir örümceğin üzerinizde yürüdüğünü fark ederseniz, onu elinizde tutmayı deneyin. Eğer arkasını havaya kaldırırsa, büyük ihtimalle rüzgara ihtiyaç duymadan sihrin gerçekleşmesine tanık olacaksınız.