Beyond Galaxyland inceleme

Beyond Galaxyland inceleme - Resim: 1

Beyond Galaxyland inceleme

Gerçek ile hayal arasındaki sınırları zorlayan Beyond Galaxyland, hem mizahi hem de dokunaklı bir bilim kurgu yolculuğu sunuyor.

Eğer bizim gibi eski usul oyunlarla haşır neşir olmuş bir döneme ait bir oyuncuysanız, Day of the Tentacle, King’s Quest ya da Space Quest gibi maceraları hatırlarsınız. Bu oyunlar, oyun dünyasında kült point&click tarzı yapımlar olarak yerlerini almış durumda. İster oynamış olun ister sadece adını duymuş olun, bu oyunların sektördeki yerini bilirsiniz. Konu başlığımız olan Beyond Galaxyland, tam olarak bir point&click macera oyunu olmasa da, bize bu klasiklerin verdiği keyfi verdi ve birçok nostaljik an yaşadık. Pixel tabanlı evren, harika yazılmış diyaloglar ve sevdiğimiz dövüş sistemi olan sıra tabanlı savaş sistemiyle bu oyun hiç beklentimiz yokken bizi ters köşe yaptı.

Doug ile Galaxyland’ın ötesine yolculuk

Oyunda Doug adında bir lise öğrencisini kontrol ediyoruz. Bir etkinlikten kız arkadaşı ile beraber evlerine dönmüşlerdir. Açıkçası burada biraz kafamızı karıştırdılar çünkü üzerlerindeki elbiseler orta çağ tarzı. Gelgelelim Doug’un evini ve ailesini gelince etkinliğin bir cosplay etkinliği olabileceğini az buçuk tahmin ediyoruz. Derken işler kısa sürede çığırından çıkar. Evet, hikayeye hızlı giriş yapıyor oyun. Doug, kız arkadaşına hamsteri Boom Boom’u göstermek ister. Evine girip dışarı çıktığında ise kız arkadaşı ortada yoktur ve Boom Boom da ani bir hamle ile kaçar.

Doug elbette Boom Boom’un peşinden koşar ve tuhaf, insanımsı bir yaratık ile karşılaşır. Ondan kaçarız ve bir portala gireriz. Çok geçmeden anlarız ki dünyamız istila edilmiştir ve bu portallar sayesinde bazı insanlar güvenli bir liman olan Galaxyland’a geçiş yapmıştır. Fakat iyi tarafından bakacak olursanız; Boom Boom da kurtulmuştur ve sevgili rotoblar onun zekasını geliştirmiştir! Sanki seksenlerden kalma kült bir bilim kurgu filminin hikayesi gibi, değil mi? Üstelik tüm bunlar, Beyond Galaxyland’ın ilk 15 dakika içerisinde oluyor ve dur durak bilmeden devam ediyor.

Oyun, 2.5D mekaniklerle harmanlanmış pixel art tarzında sunuluyor. Bu yaklaşım, hem Dünya’daki kısa süren maceramızı hem de evrenin geri kalanına açıkçası farklı bir hava katmış. Üstelik gözü yormuyor. Sebebi de oyunun sizleri envanter ve mekaniklerle ilgili yazılara boğmaması. Bizim için oyunun başlangıcından itibaren bu retro ve futuristik estetik içeren bir şölen oldu. Dediğimiz gibi Doug ve Boom Boom yepyeni bir dünyaya fırlatıldığında işler ilginçleşiyor. Yeni evimiz ve neden orada olduğumuzu robot yardımcılardan öğreniyoruz. Oyunun kahramanı için her şey fazlasıyla karmaşık olsa da, oyuncu olarak bizler bu kaosa gayet hızlı adapte oluyoruz.

KAYNAK : www.chip.com.tr

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder