Bilim insanları, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ev tipi çamaşır makinelerinin, tehlikeli ve tedavisi zor patojenleri (süper bakterileri) etkili bir şekilde yok etmede yetersiz kalabildiği konusunda kritik bir uyarı yayınladı.

Yeni bir araştırmaya göre, özellikle hastane ve diğer sağlık kuruluşlarında çalışan milyonlarca kişinin üniformalarını evde yıkaması, bu makinelerin yetersizliği nedeniyle enfeksiyonların beklenenden daha kolay yayılmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, sağlık çalışanları ve onların aileleri başta olmak üzere toplum sağlığı için potansiyel olarak ciddi bir endişe kaynağı oluşturuyor.

Günümüzün en büyük sağlık tehditlerinden biri olan antibiyotiklere dirençli bakteriler, hastane ortamında edinilen enfeksiyonların (hastane kaynaklı enfeksiyonlar) sıklıkla ölümcül sonuçlanmasına neden olabiliyor. Kolon iltihabı, cilt enfeksiyonları ve zatürre gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilen bu dirençli patojenlerin neden olduğu enfeksiyonların ölüm oranları %20 ila %50 gibi ürkütücü seviyelere ulaşabiliyor. Bu nedenle, sağlık kuruluşlarından gelebilecek potansiyel mikrobiyal yükün doğru şekilde yönetilmesi büyük önem taşıyor.

Ev makinelerinin yetersizliğini ortaya koyan araştırma

İngiltere merkezli De Montfort Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışma, sorunun boyutunu bilimsel verilerle ortaya koymak için gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında, sağlık çalışanlarının üniformalarını yıkamak amacıyla yaygın olarak kullanılan altı farklı ev tipi çamaşır makinesi, çeşitli yıkama programları, sıcaklık ayarları ve farklı deterjan türleri altında test edildi. Makinelerin, üniformalardaki bakterileri ne derece etkili bir şekilde etkisiz hale getirebildiği titizlikle değerlendirildi.

Ne yazık ki, çalışmanın ortaya koyduğu bulgular oldukça endişe vericiydi. Hızlı yıkama programlarında makinelerin sadece yarısı üniformaları yeterince dezenfekte edebildi. Standart yıkama programlarında ise test edilen makinelerin üçte biri istenen başarıyı gösteremedi. Daha da önemlisi, test edilen makinelerin hiçbirinin, İngiliz Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) tarafından bakterilerin öldürülmesi için minimum standart olarak belirlenen 60°C sıcaklığı 10 dakika boyunca sürdürme gereksinimini karşılayamadığı tespit edildi. Makinelerin beşi kısa süreliğine 60°C’ye yaklaşsa da, bu anlık sıcaklık artışlarının bakterileri tamamen yok etmek için yetersiz kaldığı görüldü. Özellikle hızlı yıkama döngülerinde, makinelerin büyük çoğunluğu sadece 20 ila 40°C gibi, bakteriler için çok da tehdit edici olmayan sıcaklıklara ulaştı.

Tehlikeli bakteriler ve makinelerdeki gizli risk: Biyofilmler

Çalışmada test edilen ve endişe yaratan bakteriler arasında, ciddi enfeksiyonlara yol açabilen Enterococcus faecium da bulunuyordu. Bu bakteri türü, destekleyici başka bir organizmaya ihtiyaç duymadan kendi başına çoğalabilme yeteneğine sahip olup, özellikle yenidoğanlarda menenjit veya kalp enfeksiyonları gibi potansiyel olarak ölümcül hastalıklara neden olabiliyor. Mikrop yayılımını engellemek için özel bir zarla kaplanarak test edilen örneklerde, farklı deterjanların etkinliği de incelendi. İlginç bir bulgu olarak, hızlı yıkama sırasında 60°C’ye yaklaşmayı başaran üç makineden birinin, biyolojik olmayan bir deterjan türüyle bakterileri öldürmede daha başarılı olduğu gözlemlendi.

Araştırmacılar ayrıca, çamaşır makinelerinin iç yüzeylerinde zamanla oluşan bakteriyel biyofilmleri de detaylıca inceledi. Test edilen her makinenin içinde antibiyotiklere dirençli bakteri örnekleri bulundu. Bazı bakterilerin deterjana karşı tolerans geliştirdikçe, aynı zamanda antibiyotiklere karşı da daha dirençli hale geldiği belirlendi. Özellikle Acinetobacter, Pseudomonas ve Mycobacterium gibi, ciddi enfeksiyonlara neden olma potansiyeli taşıyan bakteri türlerinin varlığı endişe vericiydi; bu da makinelerin kendisinin bir enfeksiyon kaynağı haline gelebileceği riskini ortaya koydu.

Halk sağlığı için atılması gereken adımlar

Araştırmanın sonuçları net bir mesaj veriyor: Sağlık çalışanlarının üniformalarını standart ev tipi çamaşır makinelerinde yıkamak, patojenlerin yayılması ve antibiyotik direncinin artması riskini azaltmak için yetersiz kalıyor. Araştırmayı yürüten ekip, bu bulgular ışığında, sağlık çalışanlarına yönelik üniforma çamaşır yıkama talimatlarının acilen gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, sağlık kuruluşlarının kendi bünyelerinde endüstriyel tip çamaşır makineleri kullanarak, üniformaların enfeksiyon kontrol standartlarına uygun şekilde, yüksek sıcaklık ve uygun deterjanlarla dezenfekte edilmesini sağlamaları gerektiğini kuvvetle vurguladı.

Bu çalışma, ev tipi çamaşır makinelerinin sınırlamalarını ve özellikle hassas alanlardan gelen tekstillerin temizliğinde daha dikkatli ve standartlara uygun yöntemlerin kullanılması gerektiğini bir kez daha bilimsel olarak ortaya koyuyor.