Yapay zeka araçlarının hayatımızdaki yeri giderek artarken, bu araçların yanlış kullanımı bazen beklenmedik ve hukuki sonuçlar doğurabiliyor. Missouri Eyalet Üniversitesi’nden bir öğrenci, ChatGPT’ye karıştığı bir vandalizm eylemini itiraf etmenin ve ardından yakalanıp yakalanmayacağını sormanın akıllıca bir fikir olmadığını acı bir yolla öğrendi.

Missouri, Greene County Bölge Mahkemesi’ne sunulan resmi mahkeme belgelerine göre, üniversitenin ikinci sınıf öğrencisi Ryan Schaefer, Ağustos ayının sonlarında ciddi bir vandalizm eylemi gerçekleştirmekle suçlanıyor. İddialara göre Schaefer, üniversitenin birinci sınıf öğrencilerinin kullandığı otoparkta park halinde bulunan tam 17 araca zarar verdi.

Saldırı sırasında araçlara verilen hasarın boyutu oldukça fazlaydı. Ön camları kırmak, silecek lastiklerini yerinden sökmek, kaputları içeri doğru göçertmek ve yan aynaları kırmak gibi eylemleri gerçekleştirdiği iddia edilen Schaefer, eylemlerinin ardından hızla olay yerinden uzaklaştı.

Schaefer’in yakalanması, sadece tesadüflere dayanmıyordu. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, birden fazla tanığın zanlıyı muhtemel fail olarak teşhis etmesiyle ilk önemli adımı attı. Devam eden soruşturmada, polisin Schaefer’in dairesinde yaptığı aramada, onu olaya bağlayacak ek deliller de ele geçirildi.

Ancak, davanın en çarpıcı ve muhtemelen en belirleyici delili, polisin öğrencinin akıllı telefonundan topladığı veriler oldu. Springfield, Missouri’den gelen muhtemel sebep beyanına göre, Schaefer’in telefonundaki konum verileri, kendisinin hasarın meydana geldiği saatlerde olay yerinde bulunduğunu net bir şekilde gösteriyordu.

ChatGPT’ye yapılan itiraflar

Konum verilerinden çok daha şaşırtıcı olan ise, polisin ele geçirdiği ChatGPT sohbet geçmişiydi. Mahkeme kayıtlarında “en aptalca cezai sorumluluk itiraflarından biri” olarak nitelendirilen bu konuşma, öğrencinin aleyhindeki en güçlü kanıt haline geldi.

İddiaya göre, Schaefer’in telefonunun konum verileri otoparktan ayrıldığını gösterdikten yaklaşık on dakika sonra, öğrenci doğrudan ChatGPT’ye yöneldi. Sohbet botuna hitaben “Ne kadar kötüyüm kardeşim?” diye soran Schaefer, ardından bir sürü arabanın ön camlarını ve çeşitli yerlerini kırdığını açıkça belirtti. Bu öz itirafın hemen ardından ise soruşturmanın kaderini belirleyecek kritik soruyu sordu: “Ne zaman hapse gireceğim?

Görünüşe göre yapay zeka, bu “ağır suç” itirafına rağmen Schaefer’e yakalanması durumunda karşılaşabileceği hukuki sonuçları anlattı.

Suçlamalar ve pişmanlık

Polis tarafından sorgulanan Schaefer’in başlangıçta ” kandırıldığını” iddia etmesi, yani suçları işlerken durumun ciddiyetini umursamadığını belirtmesi kayıtlara geçti. Ancak, soruşturmayı yürüten memurun ifadesine göre, öğrenci daha sonra “çökmeye” başladı ve suçu açıkça kabul ederek “ben yaptım” dedi.

Raporda yer alan diğer detaylar da öğrencinin ruh halinin ne kadar karışık olduğunu gösteriyor. İddialara göre Schaefer, sorgu öncesinde ChatGPT’yi azarladı, botu ve diğer insanları öldürmekle tehdit etti ve sohbet botuna ağır hakaretler yağdırdı. Kimsenin kendisini görmediğini iddia ettikten sonra panikleyerek tekrar ChatGPT’ye otoparkta veya dairesinde onu suçlayabilecek gizli kameralar olup olmadığını sorması, durumun vehametini fark etmesiyle yaşadığı kaygıyı ortaya koyuyor. Bot ise doğal olarak bu yerlerde kamera olup olmadığı konusunda bir bilgi veremediğini belirtti.

İddia edilen suçlarda madde kullanımının rol oynayıp oynamadığı kesinleşmemiş olsa da, bu özensiz ve panik halindeki yapay zeka mesajları, olası bir alkol veya başka bir maddenin etkisiyle hareket edilmiş olabileceği şüphesini akıllara getiriyor.