Çin, Arktik buzlarının altına mürettebatlı ilk dalışını gerçekleştirdi
Arktik bölgesine yönelik jeopolitik rekabet artarken, Çin ilk kez mürettebatlı bir sualtı aracıyla bölgedeki buz tabakasının altına inmeyi başardı. Bu görev, ülkenin derin deniz araştırmalarındaki en iddialı adımlarından biri olarak görülüyor.
Kuzey Kutbu, son yıllarda yalnızca doğa bilimcilerin değil, büyük güçlerin de dikkatini çeken bir bölgeye dönüştü. Arktik üzerindeki rekabet büyürken, Çin ilk kez mürettebatlı bir sualtı aracıyla bu bölgedeki buz tabakasının altına inmeyi başardı. Bu dalış, ülkenin derin deniz araştırmalarındaki en iddialı adımlarından biri olarak değerlendiriliyor.
Geçtiğimiz hafta dört Çin araştırma gemisinden oluşan filo, Arktik Okyanusu’ndaki geniş kapsamlı keşif görevini tamamlayarak Şanghay’a döndü. Çin’in bugüne kadarki en büyük kutup araştırması olarak tanımlanan bu görevde, denizaltı “Jiaolong”un gerçekleştirdiği dalış öne çıkan başarılar arasında yer aldı. Jiaolong’un buzla kaplı suların altına mürettebatla birlikte inmesi, bugüne dek yalnızca birkaç ülkenin gerçekleştirebildiği bir manevraydı.
Buzun altında navigasyon ve hayatta kalma mücadelesi
Kutup sularının altında seyir yapmak, teknolojik olarak en karmaşık deniz operasyonlarından biri olarak biliniyor. Yoğun buz tabakası, iletişimi ve yön bulmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Uydu bağlantıları buzun altına ulaşamıyor, yüzey gemileriyle doğrudan temas kurmak zorlaşıyor. Ayrıca bölgedeki donma noktasına yakın sıcaklıklar, motor sistemleri ve mekanik donanımlar için ciddi riskler oluşturuyor.
Buz tabakasının altındaki seyir, yalnızca mühendislik becerisi değil, aynı zamanda yüksek düzeyde hesaplama ve koordinasyon da gerektiriyor. Çünkü Arktik sularında sürüklenen buz kütleleriyle çarpışma riski her zaman var. Bu nedenle mürettebatlı görevler, hem teknik hem de fiziksel açıdan son derece yüksek bir hassasiyet istiyor.
Sadece birkaç ülke bunu başarabildi
Arktik’te buzların altına yapılan ilk dalışlar, Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından gerçekleştirilmişti. 1958’de nükleer denizaltı USS Nautilus’un Kuzey Kutbu’nun altından geçişi, o dönem için bir dönüm noktasıydı. Ardından Sovyetler Birliği, 1962’de kendi denizaltısı “Leninski Komsomolets” ile benzer bir başarı elde etti. İngiltere ise 1971 yılında HMS Dreadnought ile kutup buzlarının altına inmeyi başaran ülkeler arasına katıldı.
Şimdi bu listeye Çin de eklenmiş durumda. Mürettebatlı Jiaolong dalışı, Pekin’in deniz araştırmalarında geldiği teknolojik noktayı da gözler önüne seriyor.
Yeni dönemin Arktik yarışı
Kuzey Kutbu uzun süre yalnızca bilimsel keşiflerin odağındaydı. Ancak 2007 yılında Rusya’nın mini denizaltıları Mir-1 ve Mir-2’yle bölgenin deniz tabanına kendi bayrağını dikmesi, Arktik’i jeopolitik rekabetin merkezine taşıdı. Bu hamle, bölgenin kaynakları üzerindeki hak iddialarını yeniden gündeme getirdi.
Çin’in artan ilgisi de tam bu noktada önem kazanıyor. Eriyen buzullar, Arktik’in yalnızca enerji ve maden rezervleri açısından değil, yeni ticaret rotaları bakımından da stratejik hale gelmesine yol açtı. Bu da ABD, Rusya ve Çin gibi ülkeleri bölge üzerinde daha etkin olma yarışına soktu.
Pekin yönetimi, 2015 yılında Kuzey Kutbu’nu “yeni bir stratejik sınır” olarak tanımlamış ve kendisini “yakın Arktik devleti” ilan etmişti. Bu ifade, Çin’in bölgeyle doğrudan sınırı olmasa da, Arktik politikalarında söz sahibi olma isteğini açıkça ortaya koydu.
Çin’in kutup araştırmalarına yönelik bilimsel çalışmaları da bu politik duruşla paralel ilerliyor. Son yirmi yılda Çinli araştırmacıların Arktik üzerine yaptığı akademik çalışmaların sayısı hızla artarken, ülkenin bilimsel varlığı da uluslararası düzeyde daha görünür hale geldi.
Her ne kadar son görev “bilimsel keşif” başlığı altında yürütülse de, Çin’in Arktik’e yönelik ilgisinin sadece bilimle sınırlı olmadığı değerlendiriliyor. Jeopolitik ve ekonomik faktörler, ülkenin bu bölgedeki varlığını giderek daha stratejik hale getiriyor.



Yorum gönder