Günümüz teknolojisi, bilgiye erişim kolaylığı sunarken, beraberinde “siberkondri” adı verilen yeni bir sağlık kaygısı dalgasını da getirdi. Özellikle ekranlara bağımlı nesillerde yaygınlaşan siberkondri, bireylerin sıradan fiziksel belirtileri dahi internette aratarak, kendilerinde en kötü hastalık senaryolarının bulunduğunu düşünme eğilimi olarak tanımlanıyor. Bu durum, bireylerin yaşam kalitesini tehdit eden, orta ve yüksek düzeyde yaygınlık gösteren bir dijital çağ hastalığı haline geldi.

Uzmanlar, internetteki güvenilir olmayan, abartılı veya bağlamından koparılmış sağlık bilgilerine sürekli maruz kalmanın, sağlık anksiyetesini tetikleyerek bu kısır döngüyü beslediği konusunda uyarılarda bulunuyor. İnternet aramalarıyla tetiklenen bu kaygı hali, gereksiz doktor ziyaretlerine ve sağlık sisteminde maliyet artışına yol açarken, bireylerin kendi sağlıklarıyla ilgili kararlarda uzman görüşünü dahi sorgulamasına neden olabiliyor.

Chatbotlar ve yanıltıcı güvence arayışı

Sağlık alanında yapay zeka teknolojisi ile çözümler sunan bir teknoloji şirketi olan Opinion AI’ın Kurucu Ortağı ve CTO’su Burhan İnal, siberkondriyi dijital çağın bilgi kirliliğinden beslenen ciddi bir kaygı bozukluğu olarak değerlendiriyor. İnal, “İnternet, bir tıp fakültesi veya klinik değildir” diyerek bu döngüyü kırmanın yolunun, güvenceyi genel arama motorlarında veya eğitimsiz sistemlerde aramak yerine, bilimsel ve kişiselleştirilmiş verilere dayalı, kontrollü yapay zeka çözümlerinde yattığını belirtiyor.

Son dönemde popülerleşen ve geleneksel sağlık arama motorlarının yerini almaya başlayan yapay zeka destekli sohbet robotlarının da siberkondri riskini farklı bir boyuta taşıdığına dikkat çeken İnal, şu uyarıda bulundu: “Kullanıcılar, doğal konuşma dilinde semptomlarını anlatarak hızlıca bir ön teşhis alma beklentisiyle bu sistemlere yöneliyor. Ancak genel amaçlı büyük dil modelleriyle eğitilmiş bu chatbotlar, kişiselleştirilmemiş ve klinik referanslardan yoksun yanıtlar üreterek durumun ciddiyetini yanlış yorumlayıp, siberkondrik döngüyü besleyebilecek aşırı genellemeci bilgiler sunabiliyor. Bu durum, kullanıcının gerçek bir uzmana başvurma eşiğini yükseltirken, güvensiz bilgiye bağımlılığı artırabilir.

Siberkondriye karşı kişiselleştirilmiş yapay zeka

Siberkondri sorununa karşı, kişiselleştirilmiş yapay zeka teknolojisi ve Dijital İkiz konseptiyle bir çözüm sunulabileceği belirtiliyor. İnal, siberkondriye karşı en etkili silahın kişiselleştirilmiş yapay zeka olduğunu vurgulayarak şu açıklamaları yaptı: “Geliştirilen Dijital İkiz teknolojisi, bir bireyin genetik verilerinden yaşam tarzı alışkanlıklarına, klinik geçmişinden gerçek zamanlı biyobelirteçlerine kadar her türlü sağlık bilgisini birleştirerek sanal bir kopyasını oluşturuyor.

Bu dijital model, semptomların o kişiye özel bağlamını analiz edebiliyor ve standardize edilmiş, panik yaratıcı internet bilgileri yerine, bilimsel referanslarla desteklenmiş, bireye özgü ve güvenilir sonuçlar sunuyor. Bu sistemle, kullanıcılar bir semptom arattığında karşılarına binlerce belirsiz hastalık senaryosu çıkmaz; aksine, kendi dijital ikizleri üzerinden analiz edilmiş, durumu netleştiren ve kaygıyı azaltan, uzmanlar tarafından onaylanmış rehberlik sunulur. Böylece siberkondrinin beslendiği bilgi belirsizliği ortamı ortadan kaldırılarak, kişi doğru zamanda doğru uzmana yönlendirilebilir.