Dünya’nın 0° enlem ve 0° boylamının kesiştiği noktada ne var?
Dünya’nın coğrafi koordinat sisteminde başlangıç noktası sayılan 0,0 koordinatları sandığınızdan daha ilginç bir hikayeye sahip. Gelin birlikte keşfedelim…
Harita üzerinde gezinirken bir yerin konumunu belirtmek için çoğu zaman bir çift sayı kullanılır: Enlem ve boylam… Peki bu sistemin tam başlangıç noktasında, yani 0° enlem ile 0° boylamın kesiştiği yerde ne olduğunu hiç düşündünüz mü?
Cevabı “hiçbir şey” gibi görünse de, bu sıradan görünen noktanın arkasında oldukça dikkat çekici bir hikaye yatıyor. Bugün tüm dünyada kullanılan coğrafi koordinat sisteminin oluşumu, bir zamanlar oldukça karmaşıktı. Her ülke kendi harita sistemine göre bir “başlangıç meridyeni” belirliyor, örneğin Fransa haritalarında bu çizgi Paris’ten, Çin haritalarında ise Pekin’den geçiyordu. Bu da uluslararası seyrüseferde ciddi sorunlara neden oluyordu. Seyahat edenler için “0° boylam” ülkeden ülkeye değiştiği için, küresel ölçekte ortak bir sistem kurmak oldukça zordu.
Bu karmaşaya bir son vermek amacıyla, 1884 yılında Washington’da uluslararası bir konferans düzenlendi. 25 ülkenin temsilcileri ve bilim insanları, evrensel bir başlangıç meridyeni belirlemek üzere bir araya geldi. Yapılan oylamalar sonucunda, İngiltere’deki Greenwich Kraliyet Gözlemevi’nin bulunduğu meridyen, 0° boylam olarak kabul edildi. Gerek coğrafi konumu, gerekse dünya haritasındaki yerleşimi açısından bu meridyenin uygun olduğu görüşü benimsendi.
Enlemlerle ilgili kararlar ise çok daha kolay alındı. Dünya’yı kuzey ve güney olarak ikiye bölen Ekvator, doğal bir referans çizgisi olduğu için 0° enlem olarak belirlendi.
Haritaların “boşluğu”: 0,0 noktasında ne var?
Bu kararların ardından sistem tam anlamıyla oturmuş oldu. Peki bu iki çizginin, yani 0° enlem ile 0° boylamın tam olarak kesiştiği noktada ne var?

Bu nokta, Afrika’nın batı kıyısı açıklarında, Gine Körfezi’nde, tropikal Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer alıyor. Yani karada değil, tamamen denizin içinde. Haritalarda görünür bir kara parçası bulunmasa da, dijital sistemlerde bu nokta sıklıkla bir yere denk geliyor: “Null Island“, yani “Geçersiz Ada.“
Tabii ki bu ada gerçekte yok. Ancak coğrafi bilgi sistemleri (GIS) içinde bir veri hatası oluştuğunda sistem, hatalı verileri varsayılan bir noktaya, yani 0,0 koordinatına yönlendirme eğiliminde oluyor. Bu da zamanla haritacılar arasında esprili bir şekilde “Null Island” olarak anılmaya başlandı.
Gerçek olmayan ama işlevi olan bir ada
Gönüllü haritacılar ve veri görselleştirme platformları, bu durumu eğlenceli bir biçimde sahiplenerek 0,0 noktasına hayali bir ada çizimi eklediler. “Null Island” adı verilen bu sembolik ada, yalnızca 1 metrekarelik bir yüzey alanına sahip olarak gösterildi ve coğrafi sistemlerde “hataların toplandığı nokta” gibi esprili bir anlam kazandı.

Ancak bu nokta aslında tamamen boş değil. Koordinatların kesiştiği yerde, PIRATA (Prediction and Research Moored Array in the Atlantic) adlı araştırma sistemine ait bir şamandıra yer alıyor. “Soul” adı verilen bu şamandıra, okyanus yüzeyinden rüzgar, nem, sıcaklık ve diğer iklim verilerini toplayarak, bilim insanlarının hava tahmin modelleri ve iklim araştırmaları yapmasına yardımcı oluyor.
Bu şamandıra, 0,0 noktasıyla ilgili sayısal hatalardan tamamen bağımsız olarak, gerçek zamanlı veriler sağlayan bir gözlem istasyonu görevi görüyor. Yani dijital haritalarda sembolik bir ada olarak işaretlenen yer, aslında bilimsel veriler için oldukça değerli bir konum.
Dünya’nın merkez noktası gibi görünen 0,0 koordinatı, fiziksel olarak bir kara parçasına ev sahipliği yapmasa da, hem dijital sistemlerde hem de bilimsel çalışmalarda ilginç bir rol oynuyor.
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder