Dünyanın en uzun solucanı: Sesi de garip, kendisi de…
Avustralya’nın nemli ormanlık alanları, sadece kanguru ve koalalarla değil, aynı zamanda bilim dünyasını bile şaşırtan devasa canlılarla dolu. Son keşfedilen ve boyu 3 metreyi aşabilen bir solucan türü, yeraltından gelen seslerin kaynağı olarak merak uyandırıyor.
Avustralya, benzersiz ve sıra dışı yaban hayatıyla her zaman merak uyandırmış bir yer. Ancak ülkenin Victoria eyaletindeki Gippsland bölgesinin tepelerinde yaşayan bir canlı, alışılmışın dışında özellikleriyle dikkat çekiyor: Dev Gippsland solucanı.
Bu devasa yaratıklar, bir bilardo masasından bile uzun boyutlarıyla adeta yeraltında bir gizem dünyası yaratıyor. Üstelik varlıklarını, yeraltından gelen şapırtı ve şırıltı sesleriyle belli ediyorlar.
Dev Gippsland solucanları, Megascolides australis olarak da bilinen, dünyanın en büyük solucan türleri arasında yer alıyor. Ortalama 1 metre uzunluğunda ve 2 santimetre kalınlığında olan bu solucanların bazı bireyleri 3 metreye kadar ulaşabiliyor. Bu boyutuyla, bir beyzbol sopasından daha uzun olabilen bu canlılar, bilinen yaklaşık 6.000 solucan türü arasında nadir bir yere sahip. Ancak bilim insanları, dünya genelinde 30.000’den fazla keşfedilmemiş türün olabileceğini düşünüyor.
Zor bulunuyorlar, kolay yaralanıyorlar
Bu devasa boyutlarına rağmen, Dev Gippsland solucanlarını görmek oldukça zor. Onlar, yalnızca Avustralya’nın güneydoğusundaki Victoria eyaletinin nemli, tınlı topraklarında bulunan çok kısıtlı bir bölgede yaşıyor. Genellikle yalnızca tünelleri yağmur suyuyla dolduğunda yüzeye çıkıyorlar. Ancak varlıklarını anlamanın bir yolu var: Yere vurulduğunda, yeraltından gelen şapır şupur sesleri duymak mümkün. Bu ses, solucanların tehlikeden kaçarak daha derinlere doğru kıvrandığının bir işareti olarak kabul ediliyor.
Dev cüsselerine rağmen, bu solucanlar inanılmaz derecede narin. Vücutları kolayca yırtılabiliyor ve yaralandıklarında parlak kırmızı bir sıvı akıtabiliyorlar. Anlatılanlara göre, bu solucanların yaşam alanları ilk kez çiftçiler tarafından sürüldüğünde, tarlaların “kanla kırmızıya boyandığı” bile iddia ediliyor.
Gizemli üreme döngüsü
Dev Gippsland solucanlarının yaşamı, üreme süreçleri nedeniyle de tam bir gizemle çevrili. Hermafrodit olmaları sayesinde hem erkek hem de dişi üreme organlarına sahip olmalarına rağmen, üremeleri tamamen yeraltında ve insan gözünden uzak gerçekleşiyor. Bu süreç, günümüzde bile bilim insanları tarafından tam olarak anlaşılamamış durumda.
İlkbahar ve yaz aylarında, tek bir tavuk yumurtası büyüklüğünde, yarı saydam, kehribar rengi bir yumurta bırakıyorlar. Bu yumurtadan sadece bir yavru çıkıyor ve bu süreç bir yıldan daha uzun sürebiliyor. En ilginç detaylardan biri ise, esaret altında şimdiye kadar hiçbirinin başarılı bir şekilde yetiştirilememiş olması.



Yorum gönder