Güney Avustralya’da, 19 Ekim’de meydana gelen şaşırtıcı bir olay, yerel halkı ve bilim camiasını hayrete düşürdü. Veteriner Hekim Dr. Andrew Melville-Smith’in yeni teslim aldığı Tesla Model Y aracı seyir halindeyken bir cisme çarptı. Çarpışmanın ardından araçta oluşan hasar, tamircilerin daha önce hiç karşılaşmadığı türdendi ve bu durum, olayın sıradan bir trafik kazası olmadığını gösterdi.

Güney Avustralya Müzesi ise, bu gizemli olayın hareket halindeki bir araca çarpan ilk kayıtlı meteor vakası olabileceği şüphesiyle enkaz üzerinde inceleme yapmak üzere araca erişim talebinde bulundu.

Geniş bir coğrafyada, Whyalla ve Cowell arasında iki ayrı kliniği bulunan Melville-Smith, Güney Avustralya’nın açık otoyollarında uzun mesafeler araç kullanmaya alışkın bir isim. Ancak o Cumartesi gecesi, Spencer Körfezi yakınlarında eşi benzeri görülmemiş bir durum yaşandı.

Melville-Smith, durumu “sağır edici bir patlama” olarak nitelendirdi. Bir anda kendisi ve yolcuları cam parçalarıyla kaplandı. Kendi kliniğinin web sitesinde, “Bir şeye çarptığımızı sandım. Şoktaydım; yüzümden cam parçalarını sildiğimi ve tamamen yönümü kaybettiğimi hatırlıyorum” şeklinde yaşadıklarını aktardı. Tesla Model Y marka otomobil, beyaz duman ve yoğun bir yanık kokusuyla dolmuştu, bu da yaşanan kafa karışıklığını daha da artırdı.

Dr. Melville-Smith, eşinin “Araba patladı” diye bağırdığını, kendisinin ise ilk başta birinin kendilerine pompalı tüfekle ateş ettiğini düşündüğünü belirtti. Ancak ön camın parçalanması dışında araç tamamen çalışır durumdaydı ve yoluna devam edebiliyordu. Ne bir kurşun izi vardı ne de o kadar ıssız bir yerde silahlı saldırı ihtimali yüksekti.

Bölgenin yaygın yol tehlikelerinden olan kanguru çarpması da hasarın niteliği nedeniyle ihtimal dışıydı; zira hiçbir hayvan çarpması, ön camın eriyip içe doğru çöktüğü ve dokunulduğunda hala sıcak olan bir krater oluşturamazdı. Camın, dikkatli incelendiğinde tekrar katılaşmış olduğu görüldü. Çarpışmanın gerçekleştiği yere geri dönen yolcular, yolda hiçbir şey bulamadılar. Arabanın dahili kameraları da olaya dair net bir görüntü kaydetmemişti.

Tamircileri bile şaşırtan hasar ve müzenin ilgisi

Elektrikli araçların ateşli bir savunucusu olan Melville-Smith, arabasını tamire götürdüğünde gizem daha da derinleşti. Yerel tamirhaneler, Tesla’sının gelişmiş otonom sürüş sisteminin kameraları nedeniyle tamirinin kendi kapasitelerini aştığını söyleseler de, hepsinin ortak noktası daha önce kısmen erimiş bir ön cam görmemiş olmalarıydı. Tamircilerden biri, otomobil camlarının yaklaşık 1.500 °C’de eridiğini ve bu hasara neyin neden olabileceği hakkında hiçbir fikri olmadığını söyledi.

Melville-Smith, gizemli hasarın fotoğraflarını Güney Avustralya Müzesi’ne gönderdi. Müze yetkilileri başlangıçta bir uzay kayası şüphesini değerlendirdiler. Müzenin Mineraller ve Meteor Koleksiyonu Müdürü Dr. Kieran Meaney, normalde gelen meteorit bildirimlerinin çoğunun, Dünya kaynaklı bir kaya parçası çıktığını belirtse de, bu olaya bir şans verdi. Meaney, “Kesinlikle bir şeye çarptı ve sıcak bir şeydi. Başka ne olabileceğine dair elimizde başka bir açıklama yok” diyerek şüphelerini dile getirdi.

Melville-Smith, bu durumun müzeyi oldukça heyecanlandırdığını ve daha önce kendisinin de aklına gelen meteorit ihtimalini, müzenin onayından sonra “kamuoyuna açıklayacak kadar kendilerini güvende hissettiklerini” ifade etti.

Bilim insanlarının şüphesi: Gökyüzünde neden kimse görmedi?

Müze, numune toplamak için araca erişim sağlarken, bunun bir meteorit olması durumunda türünün ilk örneği olacağını belirtti. Olayın kamuoyuyla paylaşılmasına rağmen, daha önce benzer bir vakaya tanık olan kimse ortaya çıkmadı. Dr. Melville-Smith, eğer ön cam tek parça halinde çıkarılabilirse müzeye bağışlamayı teklif etti.

Ancak bazı uzmanlar meteorit fikrine şüpheyle yaklaşıyor. Güney Queensland Üniversitesi’nden Astrofizik Profesörü Jonti Horner, göktaşlarının üst atmosferde çok ısınmalarına rağmen, iniş sırasında hem yavaşladıklarını hem de soğuduklarını, bu nedenle camı eritecek sıcaklıklara ulaşmamaları gerektiğini belirtti. Curtin Üniversitesi’nden Dr. Hadrien Devillepoix ise, açık gökyüzü altında, doğru yöne bakıldığında bu tür bir olayın Adelaide kadar uzak bir yerden bile görülebileceğini, ancak hiçbir görgü tanığı raporunun duyulmadığını, hatta araçtaki hiç kimsenin çarpmadan önce parlak bir ışık görmediğini ekledi.

Yine de, özellikle açık gökyüzünün yıldırım olasılığını ortadan kaldırmasıyla, hasara Dünya kaynaklı bir açıklama bulmak zor.

Melville-Smith, aracın bir Tesla olması ve otonom sürüş modunda bulunmasının kendisini ve yolcularını çok daha kötü bir durumdan kurtardığına inanıyor. Kliniğinin web sitesinde, “Başka bir araçta olsaydık, o hareketsiz kalma anlarında kaza yapardık. Tam Otonom Sürüş sistemi bizi güvende tuttu” ifadelerini kullandı.

Eğer çarpan cisim gerçekten bir uzay enkazıysa, kaynağını tespit etmek oldukça zor. Bu yüzden, Tesla’nın gelişmiş özelliklerinin, yolcularını gökten düşen bir cisimden kurtarmasıyla ortaya çıkan ironinin kaynağı, Elon Musk’ın diğer şirketlerinden düşen bir parça olup olmadığı muhtemelen asla doğrulanamayacak.