İşitme engelliler, rüyalarında da işaret dili mi kullanıyor?
İşitme engellilerin dünya ile iletişimlerinde önemli rol oynayan işaret dili, konu rüyalar olduğunda da devreye giriyor mu? Başka bir deyişle, işitme engelli bireyler, rüyalarında da işaret dilini mi kullanıyor?
Uyku, zihnin ve bedenin dinlenmeye geçtiği, ama aynı zamanda beynin halen aktif olduğu karmaşık bir süreç. Gördüğümüz rüyalar da bunun kanıtı. Peki ama işitme engelli bireylerin, rüyalarında nasıl “konuştuğu” hiç aklınıza takıldı mı? Başka bir deyişle, işitme engelli bireyler uyku sırasında da işaret diliyle mi iletişim kuruyor?
İşaret dilinin bilinçsiz zihinle nasıl bir ilişkisi olduğu ve bu dilin rüya süreçlerinde nasıl kendini gösterdiği henüz tam olarak anlaşılmış değil. Ancak bazı dikkat çekici vaka çalışmaları ve uzman görüşleri, bu soruya ışık tutmaya başlamış durumda.
İşitme engelli bireylerin uykuda işaret dili kullanıp kullanmadığına dair bilimsel çalışmalar oldukça sınırlı. Ancak nadir bazı vaka incelemeleri, bu konuda çarpıcı ipuçları sunuyor. Örneğin 2017 yılında yayımlanan dikkat çekici bir vaka çalışmasında, 71 yaşında ve ileri derecede işitme kaybına sahip bir erkek birey incelenmiş. Bu kişi, REM (hızlı göz hareketi) uykusu esnasında, kas felci (atoni) yaşamamış ve fiziksel olarak hareket etmeye devam etmiş. REM uykusu sırasında, normalde kaslar geçici felç haline geçer ve bu sayede insanlar rüyalarında gördükleri hareketleri gerçek dünyada yapmaz. Ancak bu kişi için durum farklıydı.
Araştırmacılar, adamın REM uykusunda işaret dilini kullanarak elleriyle hareket ettiğini gözlemlemiş. Dahası, bu hareketleri analiz ederek rüyasında ne gördüğünü tahmin edebilmişler. Bu da işaret dilinin rüya sırasında aktif hale gelebildiğine ve bilinçdışı zihnin bu dili kullanabildiğine dair önemli bir kanıt.
Bilimsel veri sınırlı olsa da, bazı işitme engelli bireyler rüyalarında işaret dili kullandıklarını ifade ediyor. Bu kişisel anlatılar, çoğu zaman uykuda ellerin hareket ettiği ya da rüyada diğer işitme engelli bireylerle işaret dili yoluyla iletişim kurulduğu yönünde. Bazı bireyler ise uyandıklarında ellerinin işaret diline benzer pozisyonlarda olduğunu ya da partnerlerinin onların gece boyunca ellerini hareket ettirdiğini fark ettiklerini söylüyor. Bu tür anlatılar, işaret dilinin sadece bir iletişim biçimi değil, aynı zamanda derin bir bilişsel süreçle bağlantılı bir ifade biçimi olduğunu düşündürüyor.
Uzmanlar ne diyor?
Konuyla ilgili görüş belirten uzmanlardan biri de Goldsmiths Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olarak görev yapan Alice Gregory. Uyku ve psikopatoloji, genetik davranış kalıpları ve uyku felci gibi alanlarda çalışan Gregory, özellikle uyku sırasında zihinsel süreçlerin nasıl işlediğine dair araştırmalara sahip.
Gregory’e göre, işaret dili ile sözlü dilin beyin üzerindeki etkileri birbirine oldukça benzer. Yani sözlü dil ile rüyada konuşan bireyler olduğu gibi, işaret dili kullanan bireylerin de rüya sürecinde aynı bilişsel yolları kullanması mümkün. Bu da işaret dilinin, bilinçaltı düzeyde de aktif olabileceğini gösteriyor.
İşaret dili, uzun yıllar boyunca sadece pratik bir iletişim aracı olarak görülmüş, dilbilimsel ve nöropsikolojik yönleri ise çoğu zaman ihmal edilmiştir. Bu nedenle, özellikle uyku sırasında işaret dilinin nasıl kullanıldığına dair çalışmalar oldukça sınırlı. Ayrıca işaret diliyle iletişimin gözlemlenebilir olması, ancak yorumlanmasının oldukça karmaşık olması da araştırmaların önünde bir engel oluşturuyor. Bir bireyin uykuda ellerini hareket ettirmesi işaret diliyle iletişim kurduğunu gösterebilir; ancak bu hareketlerin dilsel mi yoksa rastlantısal mı olduğunu belirlemek için ileri düzeyde analizler gerekli.
Kısacası, bugüne kadar elde edilen bulgular, işitme engelli bireylerin rüyalarında ve hatta uykuda fiziksel olarak da işaret dili kullanabileceğini gösteriyor. REM uykusunda gözlemlenen dilsel el hareketleri, beynin işaret dilini bilinçsiz düzeyde de aktif biçimde kullanabildiğine işaret ediyor.
Ancak bu konu halen bilimsel olarak yeterince keşfedilmiş değil. Daha fazla vaka çalışması, EEG ve hareket analizi gibi ileri teknolojilerle desteklenen araştırmalar, bu büyüleyici alanı daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder