Yüzyıllardır süregelen bir gerçek var: Ortalamalara bakıldığında kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Bu durum, sadece insanlara özgü de değil. Yeni bir bilimsel araştırma, memelilerin büyük çoğunluğunda bu yaşam süresi farkının gözlemlendiğini ortaya koyuyor. Ancak bu farkın nedenleri, sadece genetikle sınırlı değil.

Our World in Data verilerine göre, bugün küresel olarak kadınlar ortalama 73.8 yıl, erkekler ise 68.4 yıl yaşıyor. Yıllar geçtikçe bu rakamlar değişse de, kadınların daha uzun ömürlü olması istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Bu eğilim, memelilerin %72’sinde dişilerin daha uzun yaşadığı hayvanlar aleminde de gözlemleniyor. Fakat bu durum her canlı için geçerli değil. Örneğin, bazı kuş, sürüngen ve böcek türlerinde erkeklerin daha uzun yaşadığı biliniyor.

Bu durumu araştıran uluslararası bir ekip, heterogametik cinsiyet teorisinin temel nedenlerden biri olduğunu belirtiyor. Erkekler tek bir X ve tek bir Y kromozomuna sahipken, kadınlar iki X kromozomuna sahip. Araştırmacılara göre, iki X kromozomu, zararlı genetik mutasyonlara karşı ekstra bir koruma sağlıyor.Temelde aynı genin iki kopyasına sahip olmak, bir tane olmasından daha iyidir” diyen Dr. Johanna Stärk, bu durumun biyolojik bir avantaj yarattığını düşünüyor. Y kromozomunun içerdiği uzun ve tekrar eden DNA dizilerinin de bazı dezavantajları beraberinde getirdiği gibi bir düşünce mevcut.

Evrimsel süreçler ve cinsel seçilim

Araştırma, genetik faktörlerin yanı sıra, evrimsel süreçlerin de bu yaşam süresi farkında önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Çiftleşme şansı için erkekler arasında yaşanan rekabet, bu faktörlerden en önemlisi. Hayvanlar aleminde erkekler, dişileri etkilemek ve çiftleşme şansı kazanmak için renkli tüyler, ilginç sesler ya da geyiklerdeki gibi büyük boynuzlar gibi özellikler geliştiriyor. Ancak bu etkileyici özelliklerin oluşmasının ve korunmasının bedeli, yaşam süresinden feragat etmek olabiliyor. Dahası, çiftleşme rekabeti için sık sık kavgalara girmeleri de erkeklerin yaşam beklentisini olumsuz etkiliyor.

Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu ise ebeveynlik ile ilgili. Araştırmacılar, yavrularına daha fazla bakım sağlayan cinsiyetin, daha uzun yaşadığını fark etti. Memelilerde genellikle yavru bakımını üstlenen dişiler olduğundan, bu durum onların hayatta kalma süresini artırmış olabilir. Kuşlarda ise durum farklıdır; kuşların %68’inde erkeklerin daha uzun yaşadığı görülüyor. Bu durum, kuşlarda bazı türlerin yavru bakımını erkeklerin üstlenmesiyle ilgili olabilir.

Hayvanat bahçesi verilerinin gösterdikleri

Bu araştırma, Dünya genelindeki hayvanat bahçelerinden toplanan 528 memeli ve 648 kuş türüne ait verilerle yapıldı. Bu durumun en önemli avantajı, çevresel baskıların (yırtıcılar, hastalıklar, iklim koşulları gibi) etkisinin ortadan kalkması. Bu baskılar ortadan kalktığında bile, cinsiyetler arasındaki yaşam süresi farklılıklarının devam ettiği, sadece bir miktar azaldığı gözlemlendi. Bu da, farkın temelinde yatan nedenlerin çevresel faktörler değil, genetik ve evrimsel süreçler olduğunu gösteriyor.

Science Advances dergisinde yayımlanan bu çalışma, yaşam süresindeki cinsiyet farklarının biyolojik ve evrimsel köklerini ortaya koyuyor. Ancak araştırmacılar, sosyal ve davranışsal etkenlerin de bu farkta rol oynayabileceğini ve daha fazla araştırma yapılması gerektiğini özellikle belirtiyor.