Kanser tedavisinde çığır açacak yeni bir aşı geliştirildi
Kanser alanındaki çalışmalar, son yılların en büyük atılımlarından birine imza attı. Yeni geliştirilen ve “süper adjuvan” olarak adlandırılan nanopartikül tabanlı aşı, bağışıklık sistemini iki farklı kolda birden aktive ederek, tümör öldürücü hücrelerin yoğun bir şekilde harekete geçmesini sağlıyor.
Massachusetts Amherst Üniversitesi bilim insanlarının geliştirdiği nanopartikül tabanlı yeni bir aşı, fareler üzerinde gerçekleştirilen çalışmalarda melanom, pankreas ve üçlü negatif meme kanseri gibi zorlu üç kanser türünü önledi. Hatta sadece önlemekle kalmadı, aynı zamanda kanserli hücrelere maruz kalındığında dahi tümör yayılımını durdurmada büyük bir potansiyel sergileyerek kanser tedavilerinde de işe yarayacağının sinyallerini verdi.
Kanser aşıları, son yıllarda bilim dünyasında en çok umut vadeden araştırma konularından biri. Rahim ağzı kanserini önlemedeki inanılmaz bir başarı gösteren HPV aşısının dışında da pek çok farklı çalışma bulunuyor. Bu gelişim, bulaşıcı olmayan bir hastalığa karşı aşı geliştirmenin karmaşık yapısını göz önüne alındığında, elde edilen son sonuçları daha da dikkat çekici kılıyor.
Aşının etki mekanizması, geleneksel aşıların temel bileşenleri olan antijen (bağışıklık tepkisini tetikleyen hedef) ve adjuvan (bağışıklık sistemini harekete geçiren yardımcı) bileşenlerini nanopartikül platformunda birleştirmesiyle öne çıkıyor. Araştırmacı ekip, geliştirdikleri aşıyı, “süper adjuvan” olarak adlandırılan, bağışıklık sisteminin birden fazla yolunu aynı anda aktive edebilen özel bir formülasyonla farklılaştırdı.
Çalışmada belirtilene göre ekip, nanopartikülleri aynı anda iki farklı adjuvanı ve antijeni iletecek şekilde tasarlamayı başardı. Çalışmanın baş yazarı Griffin Kane, bu formülasyonun doğuştan gelen bağışıklık hücrelerini tedavi ettiğinde yoğun bir aktivasyona yol açtığını, bunun da tümör öldürücü T hücrelerinin harekete geçmesini tetiklediğini belirtiyor.
Yazışma yazarı Prabhani Atukorale ise, “Bu nanopartikülleri, kansere özgü antijenlerle birleşen çoklu yol aktivasyonu yoluyla bağışıklık sistemini harekete geçirecek şekilde tasarlayarak, tümör büyümesini olağanüstü sağkalım oranlarıyla önleyebiliriz” diyor.
Etkileyici sonuçlar: Kanserden korunma ve metastazla savaş
Nanopartikül aşısı, farklı kanser türlerine karşı test edildi. İlk denemede, iyi tanımlanmış bir melanom antijeniyle aşılanan farelerin %80’i, kanser hücrelerine maruz bırakılmalarına rağmen 250 günlük çalışma süresince tümörsüz kalırken; aşılanmamış kontrol grubundaki tüm fareler 35 gün içinde kansere yenik düştü.
Daha sonra ekip, antijen olarak aktif tümörlerden alınan ölü kanser hücrelerini (tümör lizatı) kullanarak deneyi tekrarladı ve sonuçlar yine umut vericiydi. Pankreas kanseri aşılanan farelerin %88’inde, üçlü negatif meme kanseri aşılanan farelerin %75’inde, melanom aşılanan farelerin %69’unda tümör gelişimi engellendi.
Araştırmacılar, bu aşıyla elde edilen bağışıklık tepkisinin, tümör oluşumunu engellemenin yanı sıra, kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılması olan metastazı durdurma potansiyeli de taşıdığını vurguluyor. Atukorale, kanserden nedenli ölümlerin büyük çoğunluğunun metastazlardan kaynaklandığını ve bu aşının “hafıza bağışıklığı” sağlayarak sistemik koruma oluşturduğunu belirtiyor.
Bu heyecan verici çalışma, Cell Reports Medicine dergisinde yayımlandı ve buluşu ticari ürüne dönüştürmek amacıyla NanoVax Therapeutics adında bir girişim kurulduğu belirtiliyor.



Yorum gönder