Kuzey Kore’den gizlice çıkarılan bir telefon, Kim Jong-Un’un baskıcı rejiminin tebaasını yola getirmek için ne kadar ileri gittiğini bir kez daha ortaya koydu.

Sıradan bir cep telefonuna benzese de, Kuzey Kore’den çıkan cihaz, diktatörlüğün bilgi paylaşımını sansürleme ve vatandaşları ülkenin dışındaki dünya hakkında bilgisiz bırakma çabalarının bir parçası olarak çalışıyor. Bu değiştirilmiş cihazlar, kullanıcıların her hareketini izleyen bir ekran görüntüsü alıcısı ile çalışıyor.

Yazılım her beş dakikada bir otomatik olarak ekran görüntüsü alıyor ve bu görüntüleri kullanıcıların kendilerinin erişemediği, yalnızca katı yetkililer tarafından görülebilen gizli bir klasöre kilitliyor. Özellik, Kuzey Kore’nin ‘gençlik baskı ekiplerinin‘ vatandaşların yasa dışı bilgi aramadığından veya hükümeti eleştiren herhangi bir şey paylaşmadığından emin olmasını sağlıyor.

Başka bir “özellik” ise, telefonun kullanıcının belirli popüler Güney Kore terimlerini yazmasını bile engelliyor olması. Örneğin, kelimenin tam anlamıyla “abi” anlamına gelen ancak “erkek arkadaş” argo terimi olarak kullanılan Güney Korece “oppa” kelimesi, otomatik olarak “yoldaş” kelimesiyle değiştiriliyor.

O kelimeyi yazamazsın, bu kelimeyi yazacaksın

Kelimeyi değiştirdikten sonra, telefon kullanıcıya “Bu kelime yalnızca kardeşlerinizi/yoldaşlarınız tanımlamak için kullanılabilir” şeklinde bir uyarı mesajı gönderiyor.

İşin ilginci, Kuzey Kore halkı da bu tür baskıcı politikalara karşı ses çıkarmıyor ve her türlü baskıcı muameleye itaat ediyor. Her ne kadar “batı medeniyeti“nin sömürgeci geçmişi konusundaki söylemlerinde haklı olsalar da, halkın batı gibi sömürgeci ve kan dökerek masum toplumları bastıran bir yapıya alternatif olarak, her türlü özgürlüğü baskılayan bir diktatörlüğü çözüm olarak görmesi de derin bir sosyoloji çalışması gerektiriyor.