Bir zamanlar, resmi tatil günleri dışında toplumlar haftada 6 gün çalışırken, modern çağda bu çalışma düzeni haftada 5 güne düşürüldü. Hatta Avrupa’da çalışma süresinin haftada 45 saatin altında tutulması için yasal düzenlemeler yapıldı.

Şimdi yeni bir araştırmada, dört günlük çalışma haftasının faydaları arasında daha yüksek iş tatmini, daha iyi fiziksel sağlık, gelişmiş zihinsel sağlık, gelişmiş iş performansı, daha az tükenmişlik sendromu, daha düşük yorgunluk seviyeleri ve uyku problemlerinin azalması gibi detaylar sayılıyor.

İş dünyası değiştikçe, sanayi devrimiyle beraber hayatımıza giren 5 günlük çalışma haftasının değişme ihtimali de artıyor. Birçok kuruluş artık dört günlük çalışma haftasını hayata geçirme fikrini değerlendiriyor. Bu, fazladan bir “hafta sonu” izin günü vererek veya her iş günü çalışma saatlerini azaltarak gerçekleştirilebilir.

Bu yapının faydalarını test etmek için Boston College’daki sosyologlar, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık, İrlanda ve ABD’deki 141 kuruluştan 2.896 çalışanı kapsayan 6 aylık bir dört günlük çalışma haftası denemesi gerçekleştirdiler.

Mutluluğu sırrı: Az ama öz çalışmak

Buna göre, dört günlük bir çalışma haftası deneyimleyen kişiler, beş günlük bir çalışma haftası uygulayan şirketlere kıyasla tükenmişliklerinde daha büyük azalmalar olduğunu, ayrıca iş tatmini ve ruh sağlığında iyileşmeler olduğunu bildirdiler. Çalışma haftalarında 1-4 saat ve 5-7 saat azaltım uygulanan çalışanlar bile bundan faydalandı; uyku sorunları ve yorgunluk seviyeleri azaldı, ayrıca bireysel çalışma becerileri gelişti.

Çok değil sadece 15 sene önce, “ev-ofis” çalışma sistemi bile büyük bir dirençle karşılanıyordu ve şirketler buna asla izin vermeyeceklerini açıklıyordu. Ancak zaman ortaya çıkardı ki, pek çok şirket ev-ofis çalışma düzeniyle işlerini yürütebildiklerini gördüler. Yapay zekanın ve işsizliğin yükseldiği bir dünyada, yakın gelecekte 4 günlük çalışma haftası fikrinin de hayata geçmesi sürpriz olmayabilir.