Organ nakli, uygun bir bağışçı bulma süreci nedeniyle zamana karşı zorlu bir yarış gerektiriyor. Alıcıların kan grubu uyumluluğu gibi katı kuralların zorunlu olması, özellikle bazı zorlu kan grupları için (örneğin yalnızca kendi grubundan organ alabilen 0 grubu gibi) bekleme sürelerini uzatarak hayat kurtarıcı nakilleri geciktiriyor. Ancak son zamanlarda yapılan bir araştırma, organ naklini evrensel hale getirme potansiyeli taşıyor.

Bilim insanları, 2019’da başlayan çalışmalardan yola çıkarak, genetik mühendisliği ürünü enzimler kullanarak bir organın kan grubunu değiştirmeyi başardı. Araştırmacılar, bu enzimleri kullanarak A tipi bir böbreği, herkesin alabileceği evrensel 0 tipine dönüştürdü. Bu başarı, uyumluluk kısıtlamalarını ortadan kaldırarak nakil bekleme listelerini büyük ölçüde azaltabilir.

Bu dönüşümün anahtarı, A tipi kanın belirteçleri olarak işlev gören antijenleri ortadan kaldıran enzimlerde gizliydi. British Columbia Üniversitesi’nden biyokimyacı Stephen Withers, bu süreci “bir otomobilden kırmızı boyayı söküp nötr astarı açığa çıkarmak” olarak tanımlıyor. Enzimler, moleküler düzeyde bir makas gibi hareket ederek A tipi antijen zincirlerini kesiyor ve böylece alıcının bağışıklık sisteminin yeni organı yabancı olarak görmesini engelliyor. Enzimlerin düşük konsantrasyonlarda bile “son derece aktif ve seçici” olması, konseptin çalışmasını sağlayan temel unsur oldu.

“Evrensel böbrek” canlı vücutta test edildi

Doktorlar ve bilim insanları, bu devrim niteliğindeki yöntemi test etmek için, ailesinin onayını alarak, beyin ölümü gerçekleşmiş bir alıcının vücuduna “evrenel hale getirilmiş” A tipi böbreği naklettiler. Bu ilk test, organın iki gün boyunca “iyi tolere edildiğini” ve ilk başta “antikor aracılı redde dair hiçbir kanıt” olmadığını gösterdi. Test edilen organın birkaç gün hayatta kalması, sürecin uygulanabilirliğini kanıtladı ve gelecekteki iyileştirmeler için “paha biçilmez bilgiler” sağladı.

Ancak, araştırmacılar bu ilk başarının ardından daha fazla çalışma yapılması gerektiğini de gözlemledi. Üç gün sonra, hem nakledilen böbrekte hem de “antikor aracılı lezyonlar ve kompleman birikimi” formunda bağışıklık tepkisi belirtileri görüldü. Bu durum, sürecin daha da hassaslaştırılması ve bağışıklık tepkisini tamamen engellemek için iyileştirmeler yapılması gerektiğini gösteriyor.

Bu teknolojinin bir sonraki adımı, Avivo Biomedical adlı ortak bir şirketle klinik çalışmalara ilerlemek. Çalışmaların sonucunda, sadece böbrekler gibi organlar için değil, aynı zamanda kan bağışları için evrensel donör kanı elde etmek adına da güvenilir bir nakil seçeneğinin oluşturulması ümit ediliyor.