İngiltere’de yapılan yeni bir araştırma, insanların el yıkama alışkanlıklarına dair çarpıcı bir gerçeği gün yüzüne çıkardı. Üstelik bu kez olay sadece alışveriş merkezlerinde veya kafelerde değil — hastanelerde gerçekleşiyor.

El yıkamadan tuvaletten çıkanlar az değil

Surrey Üniversitesi’nden bilim insanları, Danimarka’daki Bispebjerg Hastanesi’nde yaptıkları çalışmada, tuvaletlerdeki el yıkama davranışlarını gizli sensörlerle takip etti. Sensörler, tuvalet sifonu ve lavaboların sıcaklık değişimlerini kaydederek kullanılıp kullanılmadığını belirledi. Çalışma boyunca kaydedilen 2.600’den fazla sifonun yaklaşık %44’ünde el yıkama işlemi yapılmadığı tespit edildi. Bazı haftalarda bu oran %60’ı bile aştı.

En kötü zamanlar: Gün başlangıcı, sonu ve yemek saatleri

Araştırma, sabahın erken saatlerinde, akşamları ve öğün zamanlarında el yıkama oranlarının daha da düştüğünü ortaya koydu. Bu da hijyenin en çok gerekli olduğu anlarda bile özensiz davranıldığını gösteriyor. Araştırmacılara göre, özellikle yüksek riskli hastane ortamlarında el yıkama gibi temel hijyen alışkanlıklarının unutulması ciddi sonuçlar doğurabilir.

Çalışmayı yürüten ekipten Pablo Pereira-Doel, “Kovid-19 sonrası dönemde, el yıkamanın artık doğal bir refleks haline geldiğini varsaymak kolay. Ancak verilerimiz bunun hiç de böyle olmadığını gösteriyor,” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.

Süper mikroplar ve enfeksiyon riski

Yetersiz el hijyeni; hastalar, sağlık çalışanları ve ziyaretçiler arasında ilaca dirençli süper mikropların yayılmasına neden olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf hastalar için bu, hayati tehlike oluşturabilir.

Sadece afiş yetmiyor

El yıkamayı teşvik etmek amacıyla kullanılan afişler ve el dezenfektan istasyonları, etkili olsalar bile çoğunlukla geçici bir fark yaratıyor. Araştırmanın ortak yazarlarından Dr. Carrie Newlands’a göre, artık bu geleneksel yöntemlerin ötesine geçmek gerekiyor: “Basit bir alışkanlık bile düzenli hatırlatma ve stratejik yönlendirme olmadan kolayca terk edilebiliyor. Hastanelerdeki bu ihmalin bedeli ise çok ağır olabilir.”