Sıra dışı bir “dev virüs” keşfedildi: Kuyruğu rekor uzunlukta!
Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde keşfedilen yeni bir “dev virüs” hem özellikleri, hem de rekor uzunluktaki kuyruğu ile bilim dünyasını heyecanlandırdı.
Bilim insanları, Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde bugüne kadar görülmemiş özelliklere sahip yeni bir dev virüs keşfetti. “PelV-1” adı verilen bu virüs, yalnızca boyutuyla değil, özellikle olağanüstü uzunluktaki kuyruğuyla da dikkat çekiyor.
Yaklaşık 2,3 mikrometre uzunluğunda olan PelV-1, insan gözüyle görülemeyecek kadar küçük. Ancak virüs dünyası için bu boyutlar devasa kabul ediliyor. Öyle ki, bu virüs şimdiye dek kayıtlara geçen en uzun virüs uzantısına sahip.
PelV-1, Kuzey Pasifik’te bulunan ve deniz ekosisteminde önemli bir yeri olan fitoplankton türü Pelagodinium’u enfekte ediyor. Virüs, yalnızca konak seçimiyle değil, yapısal özellikleriyle de bilim insanlarını şaşırtmış durumda.
Virüsün dış kabuğu yaklaşık 200 nanometre çapında. Bu, sıradan virüslerin çoğundan çok daha büyük. Ama asıl dikkat çeken kısmı, 30 nanometre çapında olan ve olağanüstü uzunluğa sahip ince kuyruğu. Ayrıca daha kısa ve kalın olan ikinci bir uzantıya da sahip; bu yapılar birlikte virüsün alışılmışın dışında bir görünüme bürünmesine neden oluyor.
Kuyruğu olan virüsler oldukça nadir ve genellikle bakterileri hedef alırlar. Ancak PelV-1’in farklı bir organizmayı enfekte etmesi ve bu kadar büyük bir kuyruğa sahip olması, bilim dünyasında heyecan yarattı. Şu anda bu bulgular, bilimsel inceleme sürecinden önce bir ön baskı makalesi olarak yayımlandı.
Kuyruğun sırrı henüz çözülmedi
Araştırmacılar, virüsün yalnızca yapısal özelliklerini değil, genetik yapısını da analiz etti. Elde edilen veriler, PelV-1’in genomunda amino asit, karbonhidrat ve lipit metabolizmasıyla ilgili genlerin yanı sıra ışık toplama sistemlerine, şeker taşıyıcılarına ve su kanallarına ait genlerin de bulunduğunu ortaya koydu.
Bu durum, virüsün yalnızca konağın metabolizmasını değil, davranışlarını da etkileyebileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Bilim insanları, virüsün bu kadar geniş bir genetik donanıma neden ihtiyaç duyduğunu henüz bilmiyor. Özellikle uzun kuyruğunun ne işe yaradığı da halen bir soru işareti.
Gözlemler, PelV-1’in kuyruğunu adeta bir bağlanma aracı olarak kullandığını ve bu sayede konağa tutunarak içeri girdiğini gösteriyor. İlginç olan ise, enfeksiyon gerçekleştikten sonra bu uzun kuyruğun ortadan kaybolması. Bu da kuyruğun yalnızca enfeksiyon öncesi süreçte görev yaptığını düşündürüyor.
Dev virüsler neden önemli?
Bilim dünyası dev virüslerle ilk kez 2003 yılında tanıştı. O günden bu yana bu sıra dışı mikro organizmalar, beklenmedik yapıları ve büyüklükleriyle araştırmacıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Çoğu virüs 20 ila 200 nanometre arasında değişen boyutlara sahipken, dev virüsler 2.500 nanometreye kadar ulaşabiliyor. Bu da onları bazı bakterilerden bile büyük kılıyor. Ayrıca, milyonlarca baz çiftinden oluşan karmaşık genomları bulunuyor.
Bu virüsler sadece buzullarda, toprakta ya da insan vücudunda değil; denizlerin en derin noktalarında da yaşam bulabiliyor. PelV-1, bu ilginç ailenin en yeni üyelerinden biri olarak, okyanus ekosisteminde önemli bir rol üstlenen Pelagodinium’u enfekte etmesiyle ayrı bir öneme sahip.
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder