Yıllardır terk edilmiş ve harabeye dönmüş mekanları fotoğraflayarak maceralarını belgeleyen kaşif Rebecca Brownlie, kariyerindeki en ürkütücü anıyı paylaştı. Kuzey İrlanda’daki Down Kontluğu merkezli fotoğrafçı, Kuzey İrlanda’nın Derry şehrinde bulunan harap bir manastıra yaptığı ziyaret sırasında yaşadığı paranormal olayı anlatırken, %100 emin olduğunu söylediği bir iddiayla gündeme geldi. Fotoğrafçının söylediğine göre, bu gezi sırasında çektiği fotoğraflardan birinde, kapının cam panelinde bir rahibenin belirgin profili yakalanmıştı.

Rebecca ve arkadaşı, manastıra girdiklerinde binada kendilerinden başka kimsenin olmadığından emindi. Beş katlı binanın tüm eşyaları tamamen boşaltılmış durumdaydı. Rebecca, üçüncü kattaki kantine benzer bir odadan çıkarak koridorda ilerlediğini ve kamerasını cam panelli kapıya yönelterek fotoğraf çektiğini anlattı. O an hiçbir şey fark etmeyen kaşif, asıl heyecanı eve döndüğünde fotoğrafları incelerken yaşadı

Kapıdan çıktım ve koridorda yürüdüm. Sol tarafımda merdivenli bir korkuluk vardı ve kamerayı kantin kapısına doğru, üzerinde cam bir panel olana tuttum” diyen Rebecca, fotoğrafı çektikten sonra sağ tarafa doğru bir adım attığını ve hemen ikinci bir fotoğraf çektiğini belirtiyor: “Eve gidince o iki fotoğrafa bakıyordum ve ikinci fotoğrafta, cam kapıda bir rahibeye benzeyen bir profil olduğunu ve perdenin de hareket ettiğini fark ettim. O an bunu görseydim, pencereden dışarı fırlardım. Çok etkileyici bir fotoğraf, çünkü orada başka kimsenin olmadığından %100 eminim ve bu bir ışık oyunu değil.

Rebecca Brownlie

Fotoğrafçı, fotoğrafta rahibenin kıyafetini ve “burnunun hatlarını” dahi görmenin mümkün olduğunu iddia ediyor.

Shane’s Castle Tünellerindeki görünmez gözlemci

15 yıllık keşif kariyerinde “birkaç” paranormal olay yaşadığını söyleyen Rebecca, Game of Thrones dizisinin ilk sezonunda da kullanılan Shane’s Castle’da daha da somut bir karşılaşma yaşadığını söylüyor.

Rebecca ve grubu, kalenin altındaki uzun tünellerde paranormal bir araştırma yapıyordu. Tüneller boyunca eskiden tahıl depolamak için kullanılan nişler bulunuyordu ve tünelin sonuna doğru küçük pencerelerden az miktarda doğal ışık süzülüyordu. Grup tünelin bir ucuna bakarken, Rebecca arkasını dönmeye karar verdi: “Arkama dönmemle beraber, nişlerden birinden bir baş ve omuzlardan oluşan bir siluet çıktı, penceredeki doğal ışığı kesti ve bana baktı, sonra tekrar içeri girdi. Karanlık olduğu için üzerinde bir yüz ifadesi yoktu, ancak başını ve omuzlarını net bir şekilde görebiliyordum, sonra geriye doğru çekildi.

Rebecca Brownlie

Ancak Rebecca bu hayalet figürden korkmadığını, aksine “onaylanmış” hissettiğini söylüyor. “Korkmuyordum. Bu benim için bir onaydı. Az önce gördüğüm şeyi açıklayamıyorum ama bu ne? Kesinlikle bir şey var. Ne olduğunu bilmiyorum ama orada bir şey var” diyerek gördüklerinin gerçekliğinden emin olduğunu ifade ediyor.

Rebecca, maceralarını anlatan iki kitap (Abandoned Ireland Vol 1 & 2) yayımladı ve tehlikeli zeminlerden ve yıkılma riski olan yerlerden kaçınarak keşfetmeye devam edeceğini belirtiyor. Özellikle, “Sorunlar Dönemi”nde siyasi tutukluların tutulduğu tarihi HM Hapishane Labirenti’ne girmek için izin almaya çalıştığını, bunun belgelenmesi gereken önemli bir tarih parçası olduğunu düşündüğünü de ekliyor.