Antarktika’da yapılan beklenmedik bir keşif, bilim dünyasında büyük bir depreme yol açabilir. Yeni keşfedilen yumuşak kabuklu ve büyük olasılıkla bir mosasaur’a ait olduğu düşünülen devasa bir yumurta fosili, bu güçlü deniz sürüngenlerinin üreme biçimlerini bugüne kadar hayal bile edemediğimizi ortaya koyuyor.

2011 yılında gün yüzüne çıkarılan yumurta, yıllar boyunca Şili Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde depoda bekledi. Araştırmacılar ilk başta bu antik kalıntının ne olduğunu anlayamamıştı; ancak yapısı oldukça belirgindi. Bir çalışmaya göre, yumurta yaklaşık 66 milyon yaşında. Yani dinozorların kitlesel yok oluşunun başladığı döneme denk geliyor.

Yumurta, 28 cm uzunluğunda ve 18 cm genişliğinde; kısmen sönmüş bir futbol topunu andırıyor. Bilinen sert kabuklu dinozor yumurtalarının aksine, bu örnekte sert dış kabuğa dair hiçbir iz yok. Teksas Üniversitesi’nden bir ekip tarafından ayrıntılı şekilde incelendiğinde, yumurtanın içinde birden fazla zar tabakası olduğu tespit edildi.

Araştırma ekibi, 259 modern sürüngen türü arasında yumurta ve vücut büyüklüğü ilişkisini analiz ederek, bu yumurtayı bırakan canlının kuyruğu hariç yaklaşık 7 metre uzunluğunda olduğunu tahmin etti. Yaşı ve boyutu göz önünde bulundurulduğunda, en olası aday, tarih öncesi denizleri kasıp kavuran ancak dinozorlarla akraba olmayan bir deniz sürüngeni olan mosasaur.

Mosasaur nedir bilmeyenler için küçük bir hatırlatma yapalım, bu yaratık 60 milyon yıl önce, denizlerde yaşayan, köpekbalığı ile timsah arasında bir canavardı.

Mosasaur’ların sırrını çözmeye bir adım daha yaklaştık

Bu keşiften önce, çoğu paleontolog mosasaur’ların modern deniz yılanları veya bazı köpekbalığı türleri gibi canlı doğum yaptığını düşünüyordu. Tamamen suda yaşayan bu canlıların, yumurtlamak için karaya dönmeyeceği varsayılıyordu. Bu, onların deniz yaşamına tamamen adapte olmuş ve embriyolarını vücutlarında geliştirebilen canlılar olarak tanımlanmasına yol açtı.

Ancak bu yeni fosil, bu teoriyi çöpe atıyor. Yumuşak kabuklu yapısı, mosasaur’ların yumurtalarını doğrudan suya bırakarak, neredeyse anında çatlamalarını sağladıkları ihtimalini gündeme getiriyor. Bir diğer olasılık da, bu canlıların yumurtalarını kıyıya yakın, korunaklı koylara bırakmış olmaları. Bu görüşü destekleyen bir başka bulgu ise, aynı bölgede bulunan fosilleşmiş mosasaur bebekleri – yani, bu alanın bir tür tarih öncesi “deniz doğumhanesi” olabileceğini düşündürüyor.

Eğer bu yumurtanın gerçekten bir mosasaur’a ait olduğu daha fazla kanıtla desteklenirse, bilim insanlarının deniz sürüngenlerinin evrimsel soy ağaçlarını yeniden çizmesi gerekebilir.