Huawei ve IPSOS iş birliğiyle yürütülen 2025 Avrupa Sağlık Araştırması’nın Türkiye sonuçları yayımlandı. Araştırmaya göre, Türkiye’de sağlıklı yaşam bilgisi yüksek olmasına karşın, bu bilginin günlük alışkanlıklara yansıması sınırlı kalıyor.

Araştırma, Türkiye’nin de dahil olduğu sekiz Avrupa ülkesinde, 18-64 yaş arası bireylerden oluşan yaklaşık 1000 kişilik örneklemlerle gerçekleştirildi. Bulgular, Türkiye’de hem fiziksel hem zihinsel sağlık konularında belirgin farkındalık eksikliklerine işaret ediyor.

Sağlık Algısı ve Gerçek Durum Arasında Uçurum

Katılımcıların %66’sı genel sağlık durumunu olumlu değerlendirirken, yalnızca %18’i sağlığını “mükemmel” olarak tanımladı. Objektif verilere bakıldığında, bu olumlu algının kilo, stres seviyesi ve uyku kalitesiyle örtüşmediği görülüyor. Yaş ilerledikçe sağlık algısında düşüş yaşanıyor; 50 yaş üstü katılımcıların yalnızca %60’ı sağlığını iyi olarak tanımlıyor.

Akıllı saat kullanıcılarının, genel nüfusa kıyasla sağlıklarını daha olumlu değerlendirdiği gözlendi. Ancak bu fark, hem cihaz kullanım alışkanlıkları hem de sağlıkla ilgili bilgi düzeyiyle ilişkili olabilir.

Kilo Sorunu Yaygın, Fiziksel Aktivite Düşük

Araştırma, Türkiye’deki bireylerin %52’sinin aşırı kilolu veya obez olduğunu ortaya koydu. Bu oran, araştırmaya katılan sekiz ülke ortalamasının üzerinde. Erkeklerde bu oran %64’e kadar çıkarken, kadınlarda %40 seviyesinde. 50 yaş üzeri bireylerde aşırı kilo oranı %66’ya ulaşıyor.

Fiziksel aktivite düzeyi de oldukça düşük. Katılımcıların %33’ü Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği haftalık hareket seviyesinin altında kalıyor. Dahası, DSÖ’nün sağlık yönergeleri hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtenlerin oranı sadece %15.

Stres Seviyesi Yüksek, Uyku Alışkanlıkları Belirsiz

Türkiye, araştırmada en yüksek stres seviyesi bildiren ülke oldu. Katılımcıların %46’sı yüksek stres yaşadığını ifade ederken, sadece %15’i stres düzeyinden memnun olduğunu belirtti. Bu oranlar, ortalama değerlerin oldukça üzerinde.

Stresin teknolojiyle izlenebileceği konusunda farkındalık ise düşük. Katılımcıların yalnızca %4’ü akıllı saatlerin stres ölçebildiğinden haberdar. Cihaz sahibi olanlar arasında da bu oran %57’nin altına düşüyor.

Uyku konusunda da belirsizlik dikkat çekiyor. Katılımcıların %66’sı ne kadar uyuması gerektiği konusunda emin değil. Yaklaşık üçte biri ise önerilen 7–9 saatlik uyku süresinin altında uyuyor.

Giyilebilir Teknoloji Kullanımı Arttı, Ancak Bilinç Eksikliği Sürüyor

Araştırmaya göre, akıllı saat kullanan bireyler sağlık takibi konusunda daha yüksek bilinç seviyesine sahip. Uyku süresi, sağlık kontrolleri ve günlük hareket izleme gibi konularda cihaz kullananların oranı anlamlı şekilde daha yüksek. Buna karşın, kullanıcıların önemli bir kısmı cihazlarının sunduğu gelişmiş sağlık özelliklerinden haberdar değil.

Araştırmada kullanıcı olmayanların bu teknolojilere dair çekinceleri de ele alındı. Maliyet, ihtiyaç duyulmama ve akıllı telefonların yeterli olduğu düşüncesi başlıca nedenler arasında yer aldı.