Apple, Spotify ve YouTube gibi platformlarda en çok dinlenen podcast’ler arasında yer alan ve özellikle muhafazakar görüşleriyle bilinen Tucker Carlson, son programında teknolojiyle ilgili ilginç bir itirafta bulundu. Eski Fox News sunucusu Carlson, bir bilgisayara sahip olmadığını söyledi. Sebebi ise oldukça dikkat çekiciydi: Carlson, Amerikan istihbaratının bilgisayarına çocuk istismarı içeriği yerleştirmesinden endişe ediyor.

Bu çarpıcı açıklama, Carlson’ın konuğu Saagar Enjeti ile yaptığı söyleşide, gündeme bomba gibi düşen Jeffrey Epstein davasını tartışırken geldi. ABD Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde Epstein’ın hapishanedeki son anlarına ait yaklaşık 11 saatlik güvenlik kamerası görüntülerini yayımladı. Ancak bir dakikalık bir bölümün eksik olması, komplo teorilerini yeniden alevlendirdi. Bakanlık ayrıca, ellerinde yalnızca çocuk istismarı içeren videolar kaldığını ve önemli şahısların Epstein’la bağlantısını doğrudan ortaya koyan başka bir delil bulunmadığını belirten resmi bir mektup yayımladı.

Carlson ise Adalet Bakanlığı’nın daha fazla bilgi paylaşmamasının iki temel nedeni olabileceğini öne sürdü. Bunlardan ilki, belgelerde Donald Trump’ın da adının geçmesi ihtimali. Ancak Carlson, Trump’ın böyle bir skandala karışabilecek biri olduğunu düşünmediğini açıkça dile getirdi: “Ne günahı varsa da, onun bu tarz tuhaf cinsel işlerden hoşlandığını sanmıyorum.

İkinci ihtimal olarak ise Carlson, Epstein’ın ABD ve İsrail istihbarat servisleriyle ilişkili olduğunu, bu nedenle bazı kişilerin koruma altında tutulduğunu savundu. Konuğu Enjeti de bu iddiaya destek verdi ve istihbarat birimlerinin karıştığı çocuk istismarı vakalarının belgelerle kanıtlandığını öne sürdü.

Bilgisayarım yok; çünkü…

Sohbet bu noktadayken, Carlson kişisel hayatına dair sıra dışı bir bilgi paylaştı: “Eğer seni yok etmek isterlerse, bilgisayarına çocuk pornosu yerleştirirler. Bu yüzden bilgisayarım yok. Evimde hiçbir bilgisayar istemiyorum.” Carlson’ın bu açıklaması, birçok kişi için paranoya sınırında bir önlem gibi görünse de, onun bakış açısından ciddi bir tehdit algısı taşıyor.

Tabi bu durum, Carlson gibi medya dünyasında aktif olan biri için düşündürücü. Artık akıllı telefonlar da birer bilgisayar sayılıyor ve bu teknolojilere erişimi olmayan biri için dijital dünyada varlık göstermek oldukça zor. Carlson’ın akıllı telefon kullanıp kullanmadığı ise ayrı bir merak konusu. Eğer CIA’in bir bilgisayara yasa dışı içerik yerleştirebileceğine inanıyorsa, aynı işlemi bir telefona yapamayacağını düşünmesi de çelişkili görünüyor.