Yeniden ısıtılan yemekler, neden bazen daha lezzetli oluyor?
Pişirildikten sonra soğuyan ve ertesi gün tekrar ısıtılan yemekler, neden bazen ilk günkünden bile daha lezzetli oluyor? Başka bir deyişle, aynı yemek neden bazen ertesi gün daha lezzetli bir hale geliyor?
Bir önceki günden kalan yemekleri yeniden ısıtmak genellikle ya “lapaya dönmüş, lezzetini kaybetmiş” bir sonuç verir ya da beklenmedik şekilde daha lezzetli, hatta ilk pişirildiğinden çok daha çekici bir tada dönüşür. Peki, aynı yemek neden bazen ertesi gün daha lezzetli oluyor?
Aslında yemek pişirmek, temelinde kimyasal süreçlerin bir oyunu. Yağlar ve proteinler pişerken yapısal değişimlere uğruyor, bakteriler ve enzimler devreye giriyor, Maillard reaksiyonu gibi kimyasal tepkimeler ise yiyeceklere kendine özgü kokular ve renkler kazandırıyor. Ancak yiyecek soğuyup tekrar ısıtıldığında moleküler düzeyde tam olarak neler olduğu halen araştırılan bir konu. Bilim insanları, yemek artıklarının bu dönüşümünü açıklamak için birkaç ilginç teoriyi ortaya koyuyor.
Sert ve yoğun aromalarının yumuşaması için zaman gerekiyor
Birinci teoriye göre, bazı yiyeceklerin sert ve yoğun aromalarının yumuşaması için zaman gerekir. Soğan, sarımsak, brokoli ve lahana gibi sülfür bileşikleri içeren sebzeler pişirildikten sonra oksijenle temasa geçtikçe, keskinlikleri azalır ve daha yumuşak bir lezzete kavuşur. Aynı durum zerdeçal, karabiber ve kişniş gibi baharatlar için de geçerli olabilir.
Patates gibi nişastalı sebzeler ise soğudukça nişastaları şekere dönüşmeye başlar; bu da hafif bir tatlılık ve daha kremamsı, yumuşak bir doku anlamına gelir. Tüm bu kimyasal değişiklikler, yemeğin zamanla olgunlaşarak daha karmaşık ve çok katmanlı bir lezzet kazanmasına yardımcı olur.
Bir gece buzdolabında bekletmenin sonucu
Bir diğer teori ise, yemeğin bir gece buzdolabında dinlenmesinin, tatların birbirine karışması, pişmesi ve marine edilmesi gibi etkiler yaratmasıdır. Marinasyon genellikle proteinlerin asidik veya enzimatik maddelerle yumuşatılması ve tatlandırılması sürecidir. Böylece sert etlerin proteinleri parçalanarak daha yumuşak ve lezzetli bir hale gelir, yeni tatlar ortaya çıkar.
Ayrıca, özellikle Asya mutfağında önemli bir yere sahip olan “umami” tadı da bu süreçte devreye girer. Soya sosu, miso, balık sosu gibi malzemelerde bulunan glutamat adlı amino asidin açığa çıkması, yemeğe derinlik ve zenginlik katar. Proteinler pişerken ve dinlenirken ne kadar çok parçalanırsa, umaminin tadı da o kadar belirginleşir.
Tabii ki bu lezzet dönüşümü her yemeğe uymaz. Çorbalar, güveçler, makarna sosları, köriler gibi zengin ve yoğun tatlı yiyecekler ertesi gün genellikle daha lezzetlidir. Ancak peynirli sufle gibi hassas yapılı yemekler ya da soslu salatalar uzun süre bekletildiğinde tadını ve dokusunu kaybedebilir.
Son olarak, sağlık açısından da dikkatli olmak gerekiyor. Yiyecekler özellikle 5-60°C arasındaki “tehlike bölgesi” sıcaklıklarda uzun süre bırakılırsa Salmonella, Listeria gibi zararlı bakteriler hızla çoğalabilir. Yeniden ısıtmak bazı bakterileri öldürse bile, toksinlerini tamamen yok etmeyebilir. Bu yüzden yemek artıklarını doğru saklamak ve ısıtmak çok önemli.
KAYNAK : www.chip.com.tr
Yorum gönder