Yıldız gibi büyüyen başıboş gezegen: Büyüme hızı astronomları şaşırttı
Samanyolu’nda trilyonlarca olduğu düşünülen “başıboş gezegenler”den biri, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Gökbilimciler, Jüpiter’den 10 kat daha büyük olan bu gizemli gezegenin, şimdiye kadar görülmemiş bir hızla büyüdüğünü keşfetti.
Samanyolu galaksisinde sayıları trilyonlarca olduğu düşünülen, yıldız sistemlerinden bağımsız hareket eden “başıboş gezegenler” gizemini koruyor. Ancak son dönemde yapılan çarpıcı bir keşif, bu gezegenlerin oluşum ve büyüme süreçlerine dair bildiğimiz her şeyi değiştirebilir.
Gökbilimciler, şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir hızla büyüyen, Cha 1107−7626 adlı ilginç bir serbest gezegen buldular.
Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile çalışan uluslararası bir ekip, bu gezegenin büyüme hızına dair şok edici verilere ulaştı. Cha 1107−7626’nın, saniyede yaklaşık 6 milyar ton madde yutarak büyüdüğü gözlemlendi. Bu, bir gezegen kütleli cisim için şimdiye kadar ölçülen en yüksek büyüme hızı olarak kayıtlara geçti.
Peki, bu gezegen tam olarak ne? Serbest gezegenler, yıldızların veya kahverengi cücelerin kütleçekimsel etkisi altında olmayan, uzayda tek başına sürüklenen gök cisimleri. Cha 1107−7626, kütle bakımından Jüpiter’den 5 ila 10 kat daha büyük olmasına rağmen, çekirdeğinde döteryum füzyonu başlatacak kadar kütlesi olmadığından “kahverengi cüce” sınıfına girmiyor.
Gizemli parlama ve “EXor” patlamaları
Gökbilimciler, Nisan-Mayıs ve Haziran-Ağustos 2025 döneminde Cha 1107−7626’nın parlaklığında ani bir artış kaydetti. St Andrews Üniversitesi liderliğindeki ekip, VLT ve James Webb Uzay Teleskobu’ndan gelen verileri birleştirerek, gezegenin madde biriktirme hızının 6 ila 8 kat arttığını gözlemledi.
Bu serbest gezegenlerin nasıl oluştuğu halen bir sır perdesiyle kaplı. St Andrews Üniversitesi’nden Profesör Aleks Scholz, bu bilinmezliği “yıldızlar gibi oluşan en düşük kütleli cisimler mi, yoksa doğdukları yıldız sistemlerinden dışarı atılan dev gezegenler mi?” sorusuyla özetliyor.
Araştırmacılar, Cha 1107−7626’daki bu parlamanın, EXor adı verilen ve genç yıldızlarda görülen patlamalara benzerlik gösterdiğini belirtiyor. EXor patlamaları, yıldızların parlaklığının birkaç ay gibi kısa sürede artıp azaldığı olaylar. Gözlemlerin sonucunda, Cha 1107−7626’nın sık sık bu tür patlamalar yaşadığı ve bu türden tekrar eden patlamalara dair kanıt sunan ilk yıldızaltı cisim olduğu kaydedildi.
Yıldızlarla gezegenler arasındaki çizgi artık net değil
Bu keşif, astronomi dünyasında büyük bir öneme sahip. Çalışmanın yazarlarından Dr. Belinda Damian, “Bu keşif, yıldızlarla gezegenler arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor ve serbest gezegenlerin en erken oluşum evrelerine dair bize eşsiz bir bakış sunuyor” diyor. Bu gezegen, normalde bir yıldız oluşumuyla ilişkilendirilen süreçlerin, tek başına uzayda süzülen bu garip cisimlerde de meydana gelebileceğini gösteriyor.
Bulgular, The Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlandı ve bilim dünyasında büyük bir heyecanla karşılandı.



Yorum gönder