Avustralya’daki Pembe Göl’ün gizemi: Gölün suyu nasıl oluyor da bu kadar pembe olabiliyor?

Avustralya’daki Pembe Göl’ün gizemi: Gölün suyu nasıl oluyor da bu kadar pembe olabiliyor?

Avustralya’da bulunan bir göl, tuhaf bir şekilde canlı pembe renkteki suyu nedeniyle uzun zamandır ilgi odağı olmayı başarıyor ve bu rengi neyin verdiği uzun zamandır merak ediliyor. 1802’de Matthew Flinders, Hillier Gölü’nün pembe renginin tuzluluğundan geldiğini öne süren ilk kişi oldu, ancak takip eden birkaç yüz yıl içinde bilim bunun hikayenin sadece bir parçası olduğunu keşfetti.

Batı Avustralya birkaç pembe göl ve lagüne ev sahipliği yapıyor, ancak Hillier Gölü, tanımlanmış kenarlarını çevreleyen yeşilliklerle tam bir tezat oluşturan belki de en tuhaflarından biri. Middle Island kıyısı yakınında bulunan pembe göl, okyanusun mavisiyle yan yana görüldüğünde daha da pembe görünüyor.

2022’de yapılan araştırmalar, yaklaşık 250 metre genişliğinde ve okyanustan sekiz kat daha tuzlu olan pembe gölü daha yakından incelemeye karar verdi. Extreme Microbiome Project’in kurucu ortağı ve Hillier Gölü ile ilgili makalede sorumlu yazar olan Scott Tighe, onu televizyonda gördükten sonra canlılığının ardındaki gizemi çözmeye karar verdiğini söylüyor.

New Scientist’e “Bunun harika olduğunu düşündüm” diyen Tighe, sözlerine “oraya gidip numuneler almalı ve hepsini sıralamalıyım diye düşündüm” diyerek devam ediyor.

Bu düşünceye kapılmasının ardından tam olarak bunu yaptı. Brisbane mikrobiyal genomik şirketi Microba’dan Ken McGrath ve bir araştırma ekibinin yardımıyla örnekler topladılar ve metagenomik kullanarak analiz ettiler. Bu yaklaşım, bilim insanlarının, tüm ekosistemin tanımlanabilmesi için ayrı genomları ortaya çıkararak, kalabalık mikrobiyal ortamların anonimliğini etkili bir şekilde sıralamasına olanak tanıyor.

Testler, diğer türler için uygun olmayan zorlu koşullarda hayatta kalmaya adapte olmuş organizmalar olan zengin bir ekstremofil listesi ortaya çıkardı. Tuzlu pembe Hillier Gölü örneklerinde, mikrobiyal türlerin çoğu yüksek tuz seviyelerine tahammül edecek şekilde evrimleşmişti ve bunların rengi, gölün kendine özgü rengini bir şekilde açıklamaya yardımcı oldu.

  • 76 metre derinliğinde olmasına rağmen, bu gölün üzerinde yürüyüş yapılabiliyor.

Çalışma yazarları, “Hillier Gölü, arkealar, bakteriler, algler ve virüsler dahil olmak üzere çeşitli mikroorganizmalardan oluşuyor” sonucuna vardı ve devam etti: “Verilerimiz, Hillier Gölü’ndeki mikrobiyomun Dunaliella, Salinibacter, Halobacillus, Psychroflexus ve Halorubrum dahil olmak üzere çok sayıda pigment üreticisi mikroptan oluştuğunu gösteriyor.

Bu mikrobiyal türlerin renkleri maviden turuncuya ve kırmızıya kadar değişiyor ve araştırmacılar, bunun tuhaf pembe gölün rengini açıklayabileceğini düşünüyorlar. Bu renkler, içerdikleri ve yüksek tuzlu ortamlara karşı bir miktar koruma sağladığı düşünülen karotenoidlerden geliyor. Bu nedenle Flinders, pembenin tuzluluktan kaynaklandığını söylerken tamamen haksız değildi; ama açıklama bu kadarla sınırlı da değildi.

Bilimsel ilgi çekiciliğinin yanı sıra, Batı Avustralya’nın pembe gölü, foklara, yunuslara ve göçmen balinalara ev sahipliği yapan Recherche Takımadaları Doğa Koruma Alanı’nın el değmemiş adalarının karşısında nefes kesici bir manzara sunuyor…

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder