Düzinelerce samuray ve Giza Sfenksi aynı karede: Japonya tarihinin en ikonik fotoğrafının hikayesi…

Düzinelerce samuray ve Giza Sfenksi aynı karede: Japonya tarihinin en ikonik fotoğrafının hikayesi…

1864’te çekilmiş buğulu bir fotoğraf, Mısır’daki Büyük Giza Sfenksi’nin önünde duran bir grup Japon samurayını gösteriyor. Bu ilginç görüntüde yer alan samuraylar, muhtemelen ikonik bir fotoğrafın baş kahramanı olduklarını bilmiyorlardı. Geleneksel Japon kıyafetleri, eski Mısır anıtı ve Avrupa kamerasının bir araya gelmesi oldukça kafa karıştırıcı gözüküyordu ama aslında, tarihin önemli bir geçiş döneminin simgesi olacaktı. Bu kombinasyon ne kadar beklenmedik olsa da, 159 yıllık fotoğraf, Japonya ve küreselleşen dünya tarihinde çok önemli bir anı vurguluyor.

Fotoğraf, “Ikeda Görevi” olarak da adlandırılan ve Japonya tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olan bir görev sırasında çekildi. Feodal Japonya’yı yöneten askeri diktatörlük Tokugawa şogunluğunun emriyle yerel vali Ikeda Nagaoki, 1864’te Yokohama limanıyla ilgili hararetli bir anlaşmazlığı çözmek için Paris’e gönderildi. 27 yaşındaki Nagoki’nin yanında 36 kişilik bir heyet vardı.

Ikeda Görevi’nin sebebi neydi?

19. yüzyılın ikinci yarısı, Japonya’nın varoluşsal zorluk dönemiydi. Avrupalı sömürgeciler, Afrika ve Amerika’nın yanı sıra Asya’nın geniş topraklarının kontrolünü de ele geçirmişti. Japonya, onları uzak tutmak için, 17. yüzyıldan beri adayı yabancılardan korumaya çalışan, sakoku adı verilen katı bir izolasyon politikası izliyordu. Bu politikanın bir parçası olarak Hristiyanlık kesinlikle yasaklandı ve sadece Çinliler ve Hollandalılarla ticaret yapılabiliyordu.

Gururlu Japonya adası, sömürgeciliğin amansız gücü tarafından nispeten dokunulmamış kalmayı başardı, ancak değişimin kaçınılmaz olduğu giderek daha açık hale geliyordu.

1853 yılında, ABD’li Amiral Matthew Perry, bir Amerikan savaş gemisi filosuyla Yokohama kıyılarına geldi ve Japonya’nın limanlarını uluslararası ticarete açmasını talep etti. Bu talep isteksizce kabul edildi ve Yokohama’nın kıyı yerleşimi hızla bir dış ticaret merkezi haline geldi.

Japonya, yabancıların kendi ülkeleri üzerindeki artan etkisinden anlaşılır bir şekilde rahatsızdı ve yabancı karşıtı duygular alevlendi. 1863’te İmparator Kōmei, kontrolü geri alma çabasının bir parçası olarak, Ikeda’ya Fransa’ya gitmesini ve Yokohama’nın açık liman statüsüne son verilmesini talep etmesini emretti. Bir Fransız savaş gemisinde, Ikeda ve mürettebatı yola koyuldu ve Şangay, Hindistan ve Kahire’de mola verdi.

Mısır’daki molaları sırasında, Büyük Giza Piramitlerini ziyaret etmek için zaman ayırdılar. Burası, Sfenks’in eteğinde, delegasyonun fotoğraflarını fotoğrafçı Antonio Beato’ya çektirdiği yerdi.

Yolculuğun sonunda Ikeda, Fransızlarla bir araya geldi. Ancak Yokohama limanını kapatma talepleri tamamen reddedildi ve görev tam bir başarısızlıkla sonuçlandı.

Japonya en sonunda isteklerinden vazgeçmek ve açık ticareti tamamen kabul etmek zorunda kaldı. 1868’de Japonlar Meiji Restorasyonunu başlattı. Tokugawa Shogunate‘nin devrilmesinin ardından ada kapılarını Batılılaşmaya tamamen açarak hızlı modernleşmeyi, sanayileşmeyi ve kentleşmeyi ateşledi. Yoğun sosyal değişimin ortasında kalan Japonya, yine de kimliğini kaybetmedi. Geleneklerine ve kültürlerine hâlâ dikkat eden ülke, sonunda Batı’ya rakip olmaya başlayan emperyal bir güç merkezi haline geldi.

Belki o zamanlar buna dikkat etmediler ama Ikeda Misyonu 1864’te Sfenks’in eteğinde mola verdiğinde ve bu kareyi çektirdiğinde, arkalarında dünyanın modern öncesi dönemi ve önlerinde modern bir geleceğin izleri olduğunu fark etmediler. Ve bu geçişin kendi ülkeleri için de yaşanmak üzere olduğunu bilmiyorlardı. Kısacası, Japonya’nın çağdaş tarihinin uçurumunda duruyorlardı. Bu fotoğrafın gerçek bir sembol haline gelmesinin nedeni de tam olarak buydu.

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder