İlaç endüstrisini düşündüğünde, çoğu insanın aklına hayat kurtaran ilaçların üretimi ile çevresel bozulma arasında bir ilişki gelmez. Ancak The Conversation tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre ilaç şirketleri, otomotiv endüstrisinden milyon dolar başına daha fazla ton karbondioksit eşdeğeri üretiyor. Araştırma, iİaç sektörünün 2015 yılındaki durumuyla ilgili olarak, “Hesaplamalarımıza göre ilaç pazarı, otomotiv sektöründen yüzde 28 daha küçük ancak yüzde 13 daha fazla kirletici” diyor.

Ama şimdi, Birleşik Krallık’taki Bath Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, endüstrinin karbon izini azaltması için bir yol bulmuş olabilir. ChemSusChem dergisinde yayınlanan bir çalışmada ekip, terebentin içinde bulunan bir bileşen olan β-pineni daha sonra parasetamol ve ibuprofen sentezlemek için kullandıkları farmasötik öncülere dönüştürmek için oluşturdukları bir süreci anlatıyor. Şu anda, bu ağrı kesicileri üreten çoğu şirket, ham petrolden elde edilen kimyasal öncüleri kullanıyor. Terebentin ise, kağıt endüstrisinin yılda 350.000 metrik tondan fazla bir ölçekte ürettiği bir atık yan üründür. Araştırmacılar terebentin ile beta blokerlerin öncüsü olan 4-HAP’ı, astım inhaler ilacı salbutamol’ü ve bir dizi ev temizleyicisini sentezlemek için başarıyla kullandıklarını söylüyorlar.

Daha sürdürülebilir olmasının yanı sıra, terebentin, enerji ve petrol fiyatlarını hızla yükseltebilecek aynı jeopolitik baskılara bağlı olmamasından dolayı, ekibin “biyo-rafineri” süreci, tüketiciler için daha tutarlı ilaç maliyetlerine yol açabilir. Bununla birlikte, mevcut haliyle sürecin önemli bir dezavantajı, terebentin ile ilaç üretmenin ham petrolden daha maliyetli olması.

Ekip, tüketicilerin daha sürdürülebilir ilaçlar için biraz daha yüksek fiyatlar ödemeye istekli olabileceğini öneriyor, ancak, biri hasta olduğunda veya acı çektiğinde, rahatlama için daha fazla ödeme yapmak çoğu insanın yapmak isteyeceği son şey olabilir.