Prince of Persia’nın orijinal oyunu, serinin zaman içinde kayboluşunu hatırlatıyor

Prince of Persia'nın orijinal oyunu, serinin zaman içinde kayboluşunu hatırlatıyor

Prince of Persia’nın orijinal oyunu, serinin zaman içinde kayboluşunu hatırlatıyor

KAYNAK: Teknolojioku

Prince of Persia serisine olan ilgim, yıllar
boyunca sadece bu oyunu oynamadan farkında olduğum bir şeydi.
Platform oyunlarını seviyordum, ancak Prince of Persia, sadece bir
platform oyunundan daha fazlası gibi görünüyordu. Bu oyunda, benim
için fazla zeki, fazla meydan okuyan ve gerçek insan hareketlerinin
biraz ürkütücü bir yaklaşımı olan bir şey sezinlemiştim. Master
System’da birçok platform oyunu oynamıştım; bu oyunlarda genellikle
komik karikatür hayvanlarla yürüyüşe çıkıyor ve zıplıyordum:
Psycho Fox, Mickey (ve onun Illusion Kalesi) ve
Wonder Boy 3’ün tüy ve pullarla dolu hızlı değişimleri. Prince of
Persia daha yetişkin makinelerde, Amiga gibi, çalışıyordu ve bana
bu oyunu oynamaktan alıkoyan şeyi kaba bir ifadeyle açıklamam
gerekirse: oyun benim için fazla yetişkin hissettiriyordu.

Şimdi adeta büyümüş biri olarak, geçen haftayı bu şekilde
hissetmemin nedenlerini anlamaya çalışarak geçirdim. Kesinlikle
konusu – Princeesi kurtar – yüzünden değildi ya da
gerçek Pers hakkında nuanslı bir anlayışım olduğu
için de değil. Jordan Mechner’in oyunu, sarışın
kahramanı ve kötü vezirleriyle, açıkça eski Hollywood’un konu
hakkındaki yaklaşımına dayanıyordu. Ancak bu hafta ekran
görüntülerine bakarken ve 1989’da Kuzey Amerika’da ilk çıktığı
zamanki benim aklımı uçuracak şekilde bir tarayıcıda Prince
oynarken, aynı hissi tekrar yaşadım. İlk defa oyunu arkadaşlarımın
evinde, genellikle daha büyük kardeşlerine ait makinelerde
çalışırken gördüğümde hissettiğim hafif soğuk karışıklığı
hatırladım. Yeni ve bir şekilde – aynı zamanda
çok eski bir şeye bakıyor olmanın hissiydi.

Fark – ve bu otuz yıldan fazla bir fark – şimdi bu hissi
seviyorum. Bu nostalji, ama içinde daha garip bir şeyler de
karışık. Ve oyunu biraz oynayarak – ve serinin son bölümü olan
muhteşem Prince of Persia: Lost Crown’ı yeni
bitirerek – tepkimin nedenlerini biraz daha iyi anlamaya
başladığımı düşünüyorum.

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder